Sınır Koymak Ve Hayır Diyebilmek
İnsan, doğası gereği sosyal bir canlıdır, varlığını tek başınayken sürdüremez ve diğer insanlarla sürekli ilişki ve iletişim halindedir. Bu ilişkilerin devamı için ise her ilişkinin kendi içinde belirli sınırları olmalı, iki taraf da birbirine alan tanımalı ve bu alana saygı duymalıdır.
Sınır koymak, başkalarına karşı soğuk olmak, mesafeli davranmak veya sürekli karşıdaki insanı reddetmek demek değildir. Bazen bu yanılsamaya düşülmektedir, bu yanılsama sınır koymak isterken insanlardan uzaklaşmaya ve ilişkilerin zarar görmesine neden olmaktadır. Peki, sınır koymak nedir? Sınır koymak, terimsel olarak baktığımızda bir bölgeyi diğer bölgelerden ayıran bir çizgidir ve o bölgenin varlığı bu sınırlara bağlıdır. İnsan ilişkilerinde sınır koymak da buna benzer, kişinin değerlerini, kendi kimliğini belirler. İlişkilerde sınır koymak; bir insanın ilişkilerinde ruhsal ve fiziksel olarak kendine belirlediği alan, karşı tarafın nerede durması gerektiğini belirleyen hayali bir çizgidir denilebilir.
Sağlıklı Sınırlar Ne Demek?
Sınır koymak, ilişkiler için olmazsa olmazlardandır. Bir ilişkide sınırlar belli olmadığı sürece iki taraf veya tek taraf sömürülmeye açık hale gelir ve kişi kendi benliğini kaybedebilir. Bu yüzden her türlü ilişkide(ebeveyn, arkadaş, eş…) belirli sınırlar olmalıdır. Bu sınırlar ise gerektiği şekilde ve gerektiği ölçüde belirlenmelidir. Önemli olan sınır koymak değil, sağlıklı ve gerekli sınırlar koymaktır.
İlişkilerde karşılıklı olarak kendi alanınızı oluşturmalısınız. Kendi hayatınızı karşı taraftan daha ön plana koyup kendi benliğinizi yaratmalı ve kendi değerinizi bilmelisiniz. Sınır koymanın amacı budur. Sınırlarınız, size ve ilişkinize özeldir. Kişiliğinize, ilgi alanlarınıza, hayat tarzınıza ve karşınızdaki kişiye göre koyduğunuz ve istediğiniz sınırlar farklılıklar gösterir.
Sınır koymak ilk başta size rahatsız hissettirebilir, sizi korkutabilir veya endişelendirebilir. İlişkilerinizin zedeleneceğini, insanların sizden uzaklaşacağını düşünüp korku duyabilir; karşınızdaki insanı kaybetmekten endişelenebilirsiniz. Ama sınır koymak sizin ve karşınızdaki kişinin en doğal hakkıdır ve sağlıklı şekilde belirlenen sınırlar böyle sonuçlar doğurmayacaktır. Aksine hem hayatınızın hem de ilişkinizin daha refah bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.
Sınırlarınızı karşınızdaki insana göre şekillendirmelisiniz. Kimin hayatınıza ne kadar dahil olacağını, kimin nerede durması gerektiğini belirleyip ona göre bir yol izlemeniz gerekmektedir. Sınırlarınızı belirlerken ilişkilerinizin en sağlıklı nasıl olacağını düşünmeli ve ona göre sınırlarınızı çizmelisiniz.
Ne kimseyi gereğinden fazla hayatınıza müdahale ettirmelisiniz; ne de olması gerektiğinden fazla uzak tutmalısınız. İşte kimin nerede duracağını belirlemeniz, karşınızdaki insanın hayatınızda nerede olmasını istiyorsanız oraya koymanız sağlıklı sınırlarınızdır.
Sınır koymak isterken kimseyi kendinizden uzaklaştırmamalısınız. Tam tersi şekilde birini kaybetme korkusu, karşı tarafının üzüleceği düşüncesi gibi durumlardan dolayı da sınırlarınızı esnetmemelisiniz.
Neden Sağlıklı Sınırlarımız Olmalı?
Sınır koymak, özbenliğin şekillenmesindeki değerli basamaklardan ve kişinin kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biridir. Her insan ve her ilişki için bir ihtiyaçtır. Kişi, sınırları ile duygu ve düşüncelerini başkalarının duygu ve düşüncelerinden ayırır, ruh sağlığını koruma altına alır.
Peki sınır koymak neden bu kadar önemlidir? İlişkilerde sınırları çok fazla esnetiyor olmak veya sınır koyamamak hem ilişki açısından hem de birey açısından zedeleyici olabilmektedir. Sınır koyamamanın veya sınırları esnetmenin altında genellikle terk edilme veya dışlanma korkusu ve karşı tarafın incinebileceği düşüncesi yatmaktadır.
Her ne kadar iyi niyetle olursa olsun sınırların çizilmemiş veya fazlaca esnetiliyor olması kişiyi kendinden uzaklaştırır ve değersiz hissetmesine neden olur. Kişi, ne istediğini bilemez hale gelir, başkalarının istek ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarından daha çok önemsemeye başlar. Özellikle kişi bu açıdan suistimal edilmeye başlarsa ilişkileri de sağlıksız bir hale gelecek ve kişide psikolojik açıdan sıkıntılar ortaya çıkacaktır.
Sağlıklı sınırların olması kişinin kendine değer verebilmesi, kendi hayatını daha önceye koyabilmesi ve kendini daha iyi tanıyabilmesi için önemlidir ve insanın hem fiziksel hem psikolojik sağlığı için olmazsa olmazdır.
Sağlıklı Sınırların Hayata Etkileri
Sağlıklı sınırları olan ve olmayan bireyleri karşılaştırırsak;
Sağlıklı sınırları olmayan bireyler başkalarının her istediğini onaylayacaktır. İlişki içerisinde olduğu insanları kendi hayatına çok fazla dahil edecek ve olması gerekenden fazla müdahalede bulunmalarına izin verecektir. Dolayısıyla kendi hayatında sahip olduğu söz hakkı azalacaktır.
Başkalarının isteklerine göre hayatını şekillendirmeye başlayacak ve başkalarını memnun etmek önceliği haline gelecektir. Kişi, bu şekilde zamanla kendi duygularından ve isteklerinden uzaklaşıp hayatından zevk alamamaya başlayacaktır.
Sınırları belli olan ve bu sınırları koruyan bireyler için ise hayattan zevk almak çok daha kolay olacaktır. Kişi, hayatını kendine göre şekillendirecek, kendi istediği ve gerektiği takdirde diğer insanlara müdahale hakkı verecektir. Kendi hayatını ve isteklerini daha ön plana koyacak ve istemediği şeyleri yapmak zorunda hissetmeyecektir. Günlük rutin yaşamında ve ilişkilerinde daha huzurlu ve daha mutlu olacaktır.
Bu karşılaştırmaya da bakıldığında insan hayatını önemli ölçüde etkilemektedir sınırlar. Sınırlarınız belli ve sağlıklıysa ilişkileriniz sizin için daha sağlam ve huzur vericidir. Hayatınızı istediğiniz gibi şekillendirmek, kendi sağlığınızı, iyiliğinizi ve hedeflerinizi ön plana koymak, ilişkilerinizin zarar verici değil faydalı olmasını sağlamak ve kendinizi birey olarak kabul ettirip kendinize değer vermek istiyorsanız ilişkilerinizde sağlıklı bir şekilde sınırlarınızı belirlemelisiniz.
Sınır Koyabilmek İçin Tavsiyeler
- İlk olarak her ilişkiniz için önceliklerinizi ve sınırlarınızı belirleyin. Her ilişki için bu sınırlar farklı olabilir, kimin nerede durması gerektiğine ve hayatınızda nerede olacağına siz karar verirsiniz. İlk adım kişiye, ilişkiye göre düşünmek ve bu sınırları belirlemektir.
- Kendinizi ifade ederken ve karşı tarafa aktarırken net olmalısınız. İlişkinizde daha sağlam, güçlü ve kararlı görünmek için net olmanız ve kendinizi açıkça ifade etmeniz önemli bir yer tutmaktadır. Belirsiz ve kararsız olmanız ilişkinizde ipleri karşı tarafa vermek için bir fırsat yaratır ve ilişkinizi karşı tarafın yönetmesine izin vermiş olursunuz. Fikir ayrılığına düştüğünüzde kendinizi açık bir şekilde ifade etmelisiniz, sürekli karşı tarafın isteklerini yapmamalı ve sürekli karşı tarafa onay vermemelisiniz. İlişkiler, karşılıklı söz sahibi olduğunda sağlıklı ilerler, ilişkilerinizde söz sahibi olmalısınız.
- Bu sınırlar belirli olmalı, zorlayıcı, çok yumuşak, çok katı ve değiştirilemez olmamalıdır. Bazen karşınızdaki kişiye ve belirli durumlara göre esneklik de gösterebilmelisiniz. Olası durumlarda anlayış gösterip karşı taraf için biraz esnetebilir olmalısınız. Tabii bu durum sürekli ve fazla esnek olmamalıdır.
- Sınır koymanın bir ihtiyaç ve gereklilik olduğunu bilmeli ve koyduğunuz sınırlar yüzünden kötü ve suçlu hissetmemelisiniz. Sınırlarınızın olması bencillik değildir, karşı taraf için de sizin için de birer haktır ve karşılıklı olarak bu sınırlara saygı gösterilmelidir.
- Kendi alanınızın ve haklarınızın ihlal edildiğini fark ettiğinizde “Hayır.” diyebilmelisiniz. Hayır demek neyi yapmak istemediğinizi karşı tarafa fark ettirmenizde ve sınırlarınızı çizmenizde en önemli etkenlerden biridir. Hayır demeyi bilmeli ve gerektiği zaman demelisiniz.
- Kendi değerinizi, hayatınızı, ihtiyaçlarınızı ve zamanınızı ön planda tutmalısınız. Başkasının hayatınızın merkezine yerleşmesine izin vermemeli ve yerleştirmemelisiniz. Unutmayın, hayat sizin hayatınız, kimse bunun önüne geçmemelidir.
Hayır Demek Neden Önemlidir?
Sınırların olması ve korunmasında “Hayır.” demek anahtar görevi görmektedir. Hayır diyememek sınırlarınızın bozulmasına ve korunamamasına sebebiyet verir. Kişisel alanınıza giriş izni vermiş olursunuz ve kendinizi başkasının isteklerini daha ön plana koymuş bir halde bulabilirsiniz.
Hayır diyebilmek, sınırlarınızda tutarlı ve kararlı olmanızı sağlar. Bu sınırları belirlemekle beraber korumak da gerekmektedir yoksa sınırları koymanızın ve belirlemenizin bir anlamı olmaz. Hayır demeniz, kendi alanınızı oluşturmanız ve bu alanı korumanız için son derece gereklidir.
Bazı yanlış algılar hayır demenin olumsuz bir davranış olduğunu düşündürse de hayır demek oldukça sağlıklı bir davranıştır. Hayır diyebilmek için kişinin kendi ihtiyaçlarının farkında olması ve bu ihtiyaçlara, kendine saygı duyması gerekmektedir.
Hayır Demek Neden Zordur?
Hayır demek çoğu insan için kolay değildir hatta bazı insanlar için çok zor olabilmektedir. İlişkilerde hayır diyememek en başta kaygı duymaktan ve kaygı verici düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Kişi, hayır dedikten sonra karşı tarafın vereceği tepki ve düşünceleri hakkında büyük bir endişe duyar. “Acaba gitmesem beni sevmekten vazgeçer mi?”, “Onu sevmediğimi mi düşünür?”, “Hayır dediğim için bir daha bana teklifte bulunmazsa?” gibi düşünceler kişide büyük kaygı uyandırır ve kişi hayır demekte oldukça zorlanır.
Bunun dışında ilişkilerde karşı tarafa verilen değer bazen kişinin kendine verdiği değerin önüne geçebilir. Karşı tarafın üzüleceği düşüncesi de kişide büyük bir endişe ve kaygı uyandırır. “Hayır dersem üzülür mü?”, “Acaba onu kırar mıyım?” diye düşünceler hayır demek için engel oluşturabilir. Yani ilişkilerde karşı tarafa verilen değer, karşı tarafın isteklerini daha çok önemsemeye neden olabilmektedir ve hayır demeyi oldukça zorlaştırabilmektedir.
Bilinmelidir ki hayır demeniz sevilmemenize veya karşı tarafın kırılmasına yol açmaz. Uygun bir dille söylenen “Hayır.” kelimesi karşı tarafın size saygı duymasını ve sizi anlayışla karşılamasını sağlayacaktır.
Manipülatif İnsanlara Hayır Diyebilmek
Çoğu insan hayatında manipülasyona maruz kalmaktadır. Manipülatif kişiler, duygularını ve düşüncelerini kullanarak karşı tarafı öyle bir ikna eder ki karşısındaki birey manipüle edildiğinin farkına bile varmayabilir. Bu insanlara hayır demek oldukça zordur. Hayır dendiği zaman bile karşı tarafın manipülasyonuna uğrayıp ikna edilebilirler.
Manipülatif insanlar genellikle karşı tarafta suçluluk psikolojisi oluşturur ya da reddedildiği zaman öfkeye başvurur ve bu şekilde karşısındaki birey hayır demekten çekinir. Manipülatif bireyler olayların sonunda tartışma yaratır ve duyguları, düşünceleri kullanıp kurban rolü oynayabilirler.
Bu insanlara karşı taraf hayır demekten büyük ölçüde çekinir, hayır dese bile bundan utanç ve suçluluk duyar, yanlış bir şey yapmış ve sanki karşı tarafı reddemezmiş gibi hisseder. Manipülatif kişiler, kendi sorunlarını, ihtiyaçlarını sürekli karşı tarafla yarıştırmaya çalışırlar. Bu kişilerle ilişki halinde olan bireyler kendilerini sürekli olarak düşüncesiz ve bencil hissederler.
İlişkilerinizde sürekli olarak suçlanıyor, karşı tarafın isteklerini istemediğiniz için reddettiğinizde tartışma çıkıyor ve öfke ile karşılaşıyorsanız manipüle ediliyor olabilirsiniz. Manipülatif birey, ilişkinizde sizin duygularınızdan faydalanmaya çalışır ve çoğunlukla kendi duygularına ve isteklerine önem verir. Sizi düşünmez aksine sizi düşüncesizlikle itham eder.
Manipülasyona uğradığınızı fark etmek kolay olmayabilir, hatta çoğu insan ilişki bitmeden farkına varmaz. Fakat kendi sınırlarınızı belirlediğiniz, isteklerinizi ve değerinizi bildiğiniz, karşı tarafa kabul ettirdiğiniz müddetçe manipülasyona uğramanız da bir o kadar zor olacaktır.
Hayır demekten çekinmemeli, suçlandığınız ya da öfke ile karşı karşıya kaldığınız zaman hayır demenin hakkınız olduğunu bilmelisiniz. Yanlış olan sizin hayır demeniz değil, karşı tarafın size saygı duymaması; suçlayıcı ve öfkeli tavırlara başvurmasıdır. Her türlü ilişkide kendi ihtiyaçlarınız sizin önceliğiniz olmalıdır, korumaya çalıştığınız ve kontrolüne sahip olmak istediğiniz hayat sizin hayatınız.
Hayır Derken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Kendinize isteklerinizi sorun, belirleyin ve seçiminizi ona göre yapın. “Şu an bunu yapmak istiyor muyum?” “Bu bana iyi gelecek mi?”
- Bazı durumlarda düşünmeye ihtiyacınız olabilir, o zaman bunun için karşı taraftan zaman istemelisiniz. “Şu an çok yorgunum, biraz düşündükten sonra karar versem olur mu?”
- Hayır dedikten sonra istememe sebebinizi veya size engel olan şeyi söylemek karşı tarafın sizi daha kolay anlayışla karşılamasını sağlayacaktır. “Üzgünüm, görüntülü konuşamayacağım çünkü internete bağlanmakta güçlük çekiyorum.”
- O an için teklif edilen veya yardım istenilen olaya bir katkınız olmayabilir fakat yardımcı olabileceğiniz farklı bir konu varsa bunu dile getirmelisiniz. “Seni evine kadar bırakamayacağım ama istersen otobüs durağına bırakabilirim.”
- Eğer istek ve sınırlarınıza ters düşmüyor fakat o an için yapamıyorsanız uygun bir dille teklifi erteleyebilirsiniz. “Bu akşam bir randevum var, iki gün sonrası senin için uygun mu?”
- Hayır derken kırıcı ve sert olmamaya özen gösterin. Yumuşak bir dille fakat kısa ve net bir şekilde reddedin.
- Her ne kadar hayır demek hakkınız da olsa bazen karşı taraf için reddedilmek hoş bir durum olmayabilir. Bu yüzden karşı tarafa nazik bir şekilde, empati yaparak söylemeye dikkat edin.
- Son olarak da hayır dediğiniz için kendinizi üzmeyin, kaygı verici düşüncelerden uzak durun ve kendinizi suçlamayın.