Ölüm Korkusunu Yenmek Mümkün mü?
Ölüm korkusu, hayatta kalma güdüsüyle yaşayan ve sınırlı bir yaşam süresine sahip olan insanoğlunun sahip olduğu en temel korkudur. Çoğumuz hayatımızın bir noktada sonlanacağından ötürü “ölüm” kavramından korkarız. Bu ölüm korkusu genellikle büyük ölçüde bilinçsiz düzeyde kalır. Ancak hayatın bir sonu olduğunun farkında olmak kişinin tüm düşüncelerini, duygularını ve bunlara bağlı olarak davranışlarını etikler. Birçok insan bir savunma yöntemi olarak bir gün öleceği gerçeğini bilinçaltına atıp yok sayar. İlerleyen düzeyde ise bu farkındalık ciddi bir korkuya dönüşebilir. Çünkü insan için kendi ölümüyle yüzleşmek çok zordur.
Ancak herkes tarafından paylaşılan bu ortak korku özellikle anksiyete yaşayan kişilerde çok daha belirgin ve fazladır. Ölüm korkusu anksiyete bozukluğunun bir sebebi olabileceği gibi şiddetli kaygının getirdiği bir korku da olabilir. Eğer içinde bulunduğunuz durumla başa çıkmakta zorlanıyorsanız platformumuzdaki alanında uzman psikologlardan anında online terapi alabileceğinizi unutmayın. Psikologofisi.com'da bir psikoloğa bağlanmanızın sadece bir dakika süreceğini de ayrıca belirtelim.
Anksiyete Ataklarından Kaynaklanan Ölüm Korkusu
Ölüm korkusu anksiyete yaşayan kişilerde çok daha sık görülebilen bir durumdur. Özellikle panik atak gibi durumlar yaşayan kişiler ölüm korkusu ile daha çok yüzleşmek zorunda kalabilir. Çünkü panik atak esnasında kalp atışlarınızın birden hızlanmaya başlamasıyla göğsünüzde keskin ve ani bir acı hissetmeye başlarsınız. İçinde bulunduğunuz oda sanki ayaklarınızın altından kayıp gidecekmiş gibi hissedersiniz. Neler olduğunu tam olarak anlamasanız da içinizi sanki çok kısa bir süre içinde bir kalp krizi geçirecekmişsiniz ya da dünyanın sonu gelecekmiş gibi bir his kaplar. Ölmek üzere olduğunuzu düşünmeye başlarsınız. Sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşadığınız tüm bu korku ve panik birden kaybolur. Tabii tüm bu sürecin sonundan kendinizi tükenmiş ve endişeli hissetmeye başlarsınız. Acaba sağlığınız ile ilgili bilmediğiniz, çok kötü bir şey mi var sorusu aklınızda dönmeye başlar? Panik atak anında yaşananlar yazımızda da detaylı olarak bahsettiğimiz gibi; yaşadığınız bu şiddetli ölüm korkusu, fırtına gibi gelip geçen panik ataktan kaynaklansa da kalıcı bir ölüm korkusuna neden olabilir.
Savaş ya da Kaç Mekanizması
Ölüm korkusunun kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde daha çok görülmesinin çok net bir nedeni vardır. Yaşamı tehdit edebilecek, potansiyel bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda vücudumuzda savaş ya da kaç olarak adlandırılan savunma mekanizması devreye girer. Anksiyete, en temelinde savaş ya da kaç tepkisinin (mekanizmasının) olması gerektiği gibi çalışmamasından kaynaklanır. Ortada gerçek bir tehlike olmamasına rağmen vücudumuzda yüksek miktarda adrenalin salgılandığında, beynimiz de alarm moduna girer ve yaklaşan bu hayal ürünü tehlikeye karşı kendisini hazırlamak için, savaş ya da kaç sistemini devreye sokar. Bu; vücudunuzun beyninize hayatınızın tehlikede olduğunu, korkmanız ve harekete geçmeniz gerektiğini anlatma biçimidir.
Patlama sesi duyduğunuzda irkilmenizi ve bulunduğunuz yerden saniyeler içinde uzaklaşmanızı sağlayan tepki savaş ya da kaç mekanizmasıdır ve amacı sizi hayatta tutmaktır. Ancak savaş ya da kaç mekanizması düzgün çalışmadığında, ortada gerçek bir tehlike olmamasına rağmen alarm durumuna geçen vücudumuz panik ataklara ev sahipliği yapmaya başlar.
Anskiyete atakları sırasında görülen belirtiler kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunlarında görülen semptomlara oldukça benzer. Bu nedenle anksiyete atağı geçiren birçok kişi yaşadıklarının bir kalp krizi başlangıcı olduğunu düşünerek hastanelere akın eder. Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde görülen şiddetli ölüm korkusunun altında yaşanan belirtilerin gerçek bir kalp krizine bu kadar benzemesi olduğu düşünülür.
Ölüm Kaygısının Etkileri
Ölüm korkusu, ilerleyen düzeyde kişinin kendisine ya da çevresindekilere zarar vermesine neden olabilecek bir korkudur. İlk aşamasında kişinin hayata daha sıkı sarılmasına neden olsa da ilerledikçe çeşitli savunma mekanizmalarına yol açabilir. Kendini korumak isteyen kişi ölümü inkar etmeye başlar ve bunun bir sonucu olarak hayatındaki önemli konulardan uzaklaşıp gereksiz konulara değere vermeye başlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama eğilimi gösterir ve bu esnada birçok önemli deneyimi kaçırır.
Ölüm korkusuna karşı geliştirilen savunma mekanizmalarının bir diğer sonucu da kişinin hayata karşı duyduğu heyecanı tamamen kaybetmesidir. Nasıl olsa bir gün öleceğim düşüncesiyle hiçbir şey yapmak istememe, daha kontrollü bir turum benimseme ve hayatın günlük akışında olması gereken birçok deneyimden uzak durma en çok görülen sonuçların başında gelir. Bu isteksizlik hali ilerledikçe kişinin kendini daha da mutsuz hissetmesi ve depresyona girmesi ile de sonuçlanabilir.
Diğer yandan, ölümden korkan birçok insanın çeşitli inançlara yöneldiği görülür. Bu inanç ölümden sonraki yaşamı vadeden semavi dinler olabildiği gibi farklı felsefi düşüncelere de olabilir. Ancak normal bir inançlı insanın aksine bu kişiler, inandıkları şeyi sıkı sıkıya bağlanma ve tüm hayatlarını bu inanç çerçevesinde kurma eğilimi gösterebilirler. Bu inancın bir dine ya da düşünceye değil kişilere yönelik olduğu durumlar da ortaya çıkabilir. Biri tarafından kurtarılacağına olan inanç ya da çocukları sayesinde ölümsüz olacağına duyulan inanç uzun vadede çevresindeki kişilere zarar vermesine neden olabilir. Özellikle çocuklar aracılığıyla yaşamak gibi savunma mekanizmaları genellikle çocuklar üstünde olumsuz bir etki bırakır ve oldukça sağlıksızdır. Birçok çocuk, ailelerinin onları kendilerine benzer şekilde yetiştirme çabasından dolayı gelişim aşamasında ciddi sorunlar yaşar.
Ölüm Korkusu İle Mücadele
Ölüm korkusu, oldukça doğal ve belirli bir noktaya kadar kişinin hayatta kalmasını sağlayan bir korku olduğu için süreç oldukça hassastır. Bu noktada mutlaka alanında uzman bir isimden destek alınması ve uzmanın tavsiyelerinin dinlenmesi gerekir.
Anksiyete sebebiyle oluşan şiddetli ölüm korkusu halinde öncelikli olarak kişinin ne tür anksiyete bozukluğu yaşadığı belirlenmelidir. Bu şiddetli ölüm korkusunun nedenleri ortaya koyulmalı ve buna uygun bir yöntem belirlenmelidir. Türkiye'nin en büyük online terapi topluluğu haline gelen platformumuzda alanında uzman psikologların gerçekleştirdiği doğru psikolojik destek seanslarıyla yaşadığınız ölüm korkusunun üstesinden gelebilir ve kendinizi çok daha iyi hissetmeye başlayabilirsiniz.
Psikolojik desteğin yanı sıra ölüm korkusunu yenmek için bireysel uğraş da çok kıymetlidir. Ölümden korkan kişinin hayatına bir anlam katması bu korkudan kurtulmada oldukça yardımcı olacak ilk yöntemdir. İnsanlar, kendilerini tatmin edici önemli bir şey yaptıklarında, ölüm konusunda endişelenecek zamanları kalmaz ve hayata daha sıkı bağlanmak için bir sebepleri olur. Aynı şekilde bugüne kadar hayata geçirilmemiş hedeflerin peşinden gitmek de ölüm kaygısına karşı alınabilecek bir önlemdir.
Ölüm korkusuyla baş etmenin bir diğer yolu ise bu korkuyla yüzleşmektir. Korkulan duruma maruz kalmak kaygıyı azaltmanın en etkili yollarından biridir. Ölüm korkusu noktasında ise bu korkuyla yüzleşmek için ölüm ilanlarını düzenli takip etmek, ölüm ile ilgili eserleri okumak, belki bir vasiyetname hazırlamak ve ölümden sonra nasıl hatırlanacağını düşünmek ölüm kaygısını azaltmakta çok yardımcı olabilir. Tabii bu noktaya gelmeden önce mutlaka bir uzman görüşü alınması gerekir.