Kronik Yorgunluk Nedir? Etkileri Nelerdir?
Yorgunluk oldukça normal bir histir ve hepimiz günlük hayatımızda zaman zaman kendimizi yorgun hissederiz.
İşten ya da okuldan eve geldikten sonra, spor sonunda, herhangi bir aktiviteden sonra ve hatta çok sevdiğimiz hobilerimizle uğraştıktan sonra dahi yorgun hissedebiliriz ki bu da yorgunluğun ne kadar olağan bir his olduğunun göstergesidir.
Ancak ne kadar yorulursak yorulalım, yeterli bir süre istirahatin ardından dinlenmiş hisseder ve tekrar günlük aktivitelerimize dönebiliriz. Yani en azından, istirahatten beklenen tam olarak budur zaten; dinlenmiş hissetmek ve günlük aktivitelere geri dönebilmek.
İstirahatin ardından dinlenmişlik hissi ile sonuçlanan ve enerjimizi sürekli şekilde bitirmeye devam etmeyen yorgunluk; oldukça normal ve korkulmaması gereken bir durumdur.
Ancak bazı kişilerde adeta bitmeyen bir yorgunluk, halsizlik vardır ve bu kişiler bir türlü dinlenemediklerini, enerjik hissetmediklerini, hep yorgun olduklarını iddia ederler.
Bir kişinin ne kadar dinlense de kendini yorgun hissetmesi, hiçbir zaman yeteri kadar zinde ve enerjik hissetmemesi, günlük işlerini aksatacak derecede yorgunluk hissi duyması; o kişinin kronik yorgunluk yaşadığının göstergesi olabilecektir.
Kronik yorgunluk kimi zaman ciddiye alınmasa ve hatta kişinin görevlerden kaçınmak için ileri sürdüğü düşünülse de; aslında ciddiye alınması gereken bir psikolojik sorundur.
Kişinin hiçbir aktivitede yer almasa bile kendini yorgun hissetmesi bir hastalığın belirtisi olarak da karşımıza çıkabilmektedir ve bu durumun kronik yorgunlukla karıştırılmaması gerekir.
Hastalık belirtisi olarak karşımıza çıkan yorgunluğa ek olarak başka semptomlar da ortaya çıkar, ancak kronik yorgunlukta; tipik olarak geçmeyen bir yorgunluk durumu söz konusudur.
Kronik Yorgunluk Belirtileri Nelerdir?
Kronik yorgunluk temelde kişinin ne kadar dinlenirse dinlensin yorgun hissetmesi hali olarak tanımlandığından, en tipik belirtisi de haliyle yorgunluk hissidir.
Ancak hem yorgunluk hissinin kronik yorgunluk belirtisi olarak kabul edilebilmesi bazı şartları gerektirmektedir, hem de buna ek olarak başka semptomlar da kronik yorgunluk belirtisi olabilmektedir.
Öncelikle; yorgunluk hissinin kronik yorgunluk belirtisi olarak kabul edilmesi için en az 6 aydır devam eden ve başkaca herhangi bir tıbbi nedeni olmadan ortaya çıkan bir his olması gereklidir.
Elbette yorgunluk hissine ek olarak başka belirtiler de ortaya çıkmaktadır. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
- Halsizlik
- Enerji düşüklüğü
- Kas ağrıları
- Uykulu hissetmek
- Baş ağrısı
- Kemik ağrıları
- Mide bulantısı ve mide krampları
- Kusma
- Baş dönmesi
- Uyku bozuklukları ve uyku kalitesinde bozulma
- Unutkanlık
- Bağışıklık sisteminde düşüklük ve çok sık hastalanma
- İş hayatındaki verimini kaybetmek
- Huzursuzluk
- Depresyon belirtileri
- Konsantrasyon bozukluğu
- Motivasyon düşüklüğü
- Yorgun uyanmak
- Zihin bulanıklığı
- Günlük yaşam aktivitelerini yerine getirememe
- Sersemlik ve konuşma bozuklukları
Kronik yorgunluğun teşhisi için bu belirtilerin tamamının saptanmak zorunda olmadığı gibi bizim listeye eklemediğimiz, daha nadir görülen başka belirtiler de ortaya çıkabilecektir.
Üstelik bu belirtilerin varlığı kronik yorgunluk değil, başka bir psikolojik bozukluğun ya da tıbbi bir rahatsızlığın da varlığını ortaya koyabilecektir.
Bu nedenle kronik yorgunluğun tanısı oldukça dikkatli yapılmalıdır ve hatta mümkünse öncesinde bazı tahlil ve testler yapılmalıdır ki herhangi bir tıbbi hastalığın bu belirtilere sebep olmadığı kesinleşsin.
İyi ve kapsamlı bir değerlendirme sonucu, belirtiler de göz önüne alınarak, kronik yorgunluk saptanabilir.
Kronik Yorgunluk Neden Olur?
Kronik yorgunluk çağımızın hızlanan ve dijitalleşen dünyasında pek çok insanda görülmeye başlanmıştır.
Bunun yanında; yapılan çalışmalar ile ortaya konulan veriler bize genelde 30-50 yaş arasında kronik yorgunluğun daha sık ortaya çıktığını ve erkeklere oranla kadınlarda çok daha sık ortaya çıktığını göstermektedir.
Ancak tam olarak hangi sebeplerle ortaya çıkabildiği elbette merak konusudur. Kronik yorgunluk birbirinden farklı birçok sebeple ortaya çıkabildiği gibi birden fazla sebebin bir araya gelmesi ile de ortaya çıkabilir. Bu sebepler:
- Vitamin eksiklikleri (özellikle D vitamini olmak üzere)
- Kan değerlerindeki düşüklük ya da anemi (kansızlık hastalığı)
- Böbrek üstü bezlerindeki problemler
- Kireçlenme, gut hastalığı, behçet hastalığı gibi romatizmal hastalıklar
- Migren veya sinüzit tıkanıklığı
- Kronik bağırsak bozuklukları
- Depresyon
- Anksiyete bozukluğu
- Sinir sistemindeki aksaklıklar
- Yoğun stres
- İlişkilerdeki bozulmalar
- Yoğun iş temposu
- Enfeksiyon problemleri
- Hormonal bozukluklar
- Karaciğer rahatsızlıkları
- Kişinin kendine yeterince vakit ayırmaması ve özen göstermemesi
- Uyku düzeninin uzun süreli aksaklığa uğraması
- Sağlıksız diyetler
- Aşırı ağır antrenmanlar
Bu sebeplerin yanında, kronik yorgunluğun kanser gibi ciddi tıbbi hastalıkların sonucunda veya bunların belirtisi olarak ortaya çıkabildiği de unutulmamalıdır ve 6 ay kadar olmasa da uzun süreli bir yorgunluk yaşanması durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Üstelik yorgunluğun altı aydan uzun sürmesi dahi onun kronik hale geldiğini göstermeyebilir ve bu gibi bir durumda da herhangi bir tıbbi hastalık sonucu oluşması riski devam etmektedir.
Kronik Yorgunluk Testi
Kronik yorgunluk için internet ortamında hazırlanmış pek çok test bulabilirsiniz. Ancak bu testlerden bazıları alanında uzman kişiler tarafından hazırlansa da bazıları amatörce hazırlanmıştır ve bunları ayırt etmek zordur.
Ayrıca her ne kadar uzman kişiler tarafından hazırlansa da herhangi bir hekime başvurmadan yalnızca test ile ve kendi kendine kronik yorgunluk teşhisi koymak sağlıklı değildir. Bu nedenle yukarıda sözünü ettiğimiz belirtilerin varlığı halinde vakit kaybetmeden profesyonel bir kişiden yardım almak daha doğru olacaktır.
Bununla birlikte, bir profesyonele başvurduğunuzda da elbette hem kronik yorgunluğun tanısı için hem de kronik yorgunluğa neden olan faktörlerin araştırılması için birtakım testler uygulanabilir.
Bazı psikolojik testler, kan testleri, kalp ritmi testleri ve uyku apnesi testi uygulanabilecek testlerden bazılarıdır.
Aynı zamanda, kronik yorgunluk için yapılacak psikolojik testler yapılırken hastanın yorgunluk öyküsü de dikkate alınmalıdır. Bu açıdan hem sizin öykünüzü detaylı ve doğru şekilde paylaşmanız hem de doktorunuzun bu öyküyü dikkate alarak bazı testler uygulaması oldukça önemlidir.
Kronik Yorgunluğun Psikolojiye Etkileri
Kronik yorgunluk sendromu kişiyi iş hayatındaki çalışmalarından, ikili ilişkileri veya arkadaşlık ilişkilerindeki aktivitelerden ve hatta neredeyse tüm olağan günlük işlerinden alıkoyma potansiyeline sahiptir.
Kişiyi halsizliğe ve çoğu zaman buna ek olarak da baş ağrısı, uyku bozukluklukları, mide bulantısı gibi bazı fiziksel sıkıntılara sürükleyen kronik yorgunluk; elbette hem başlı başına hem de yol açtığı sorunların sonucu olarak birtakım psikolojik sıkıntılara da yol açacaktır.
Bu sorunların başında depresyon belirtileri gelmektedir. Kronik yorgunluk hem doğrudan depresyona neden olabilir hem de kişinin hayatında yol açtığı aksaklıklar onu depresyona sürükleyebilir.
Bunun yanında anksiyete bozukluklukları da kronik yorgunluğun beraberinde getirdiği psikolojik bozukluklardan biridir. Kronik yorgunluğa sahip birinin anksiyete bozukluğu belirtileri göstermesi oldukça normaldir.
Zira kişi, yorgunluktan dolayı yerine getirmekte zorluk yaşadığı görevlerine karşı bir özgüvensizlik geliştirecek ve bu durum onu anksiyeteye götürecektir.
Dikkat dağınıklığı kronik yorgunluğun uyku düzensizlikleri belirtisi ile birlikte kapısını araladığı bir başka psikolojik sorundur. Kronik yorgunluk sendromu yaşayan, buna bağlı olarak uyku problemleri ve bitkinlik yaşayan kişilerin yaptıkları işe dikkatini tam olarak vermesini beklemek oldukça yanlıştır.
Languishing sendromu kısaca, kişinin boşluk hissi duyması, kendini hayata karşı isteksizlik duyması ve halsiz hissetmesi sendromudur. Kronik yorgunluğun verdiği halsizlik ve enerji kaybının zamanla languishing sendromu haline dönmesi de elbette mümkündür.
Kronik Yorgunluğun İş Hayatına Etkileri
Kronik yorgunluk günümüzün modern dünyasında çalışan kişilerin önündeki en büyük engellerden biridir.
Zira iş hayatındaki proje ve görevler; rakiplerin çoğalması, etkileşimin kolaylaşması gibi sebeplerle önceki dönemlere nazaran daha hızlı gerçekleştirilmelidir. Bu gereklilik, çalışanlarda hem hız hem de yüksek enerji olmasını gerektirir ki; bu da kronik yorgunluk yaşayan bir çalışan açısından oldukça zordur.
Üstelik işverenlerin çalışanlarında aradıkları en spesifik özellikler de çoğu zaman bunlardır. Bunun yanında, kronik yorgunluğun iş hayatında meydana getirdiği çok daha fazla dezavantaj bulunmaktadır.
Bunlardan bazılarını sizler için derledik:
- Kronik yorgunluk yaşayan çalışanlar sendromun etkisiyle öfkelerini kontrol etmekte zorlanabilecek ve sinirli bir insana dönüşebilecektir. Bu da onları iş arkadaşları ile uyum içinde çalışamayan ve takım çalışmasına uygun olmayan bir çalışan haline getirebilir.
- Kronik yorgunluk kişinin bağışıklık sisteminde aksaklıklara neden olur ve bu da kişinin daha sık hastalanmasına sebebiyet verir. İşveren açısından ise sık rapor alan veya rapor almasa da hastalık nedeniyle sıklıkla verimi düşen bir çalışan iyi bir seçenek değildir ve gözden çıkarılmaya öncelikli adaydır.
- Kronik yorgunluk sendromu yaşayan bir çalışanın üretkenliği azalacağı gibi aynı zamanda iş arkadaşlarından gelen fikirleri değerlendirebilme yeteneği de oldukça düşecektir. Bu da özellikle yeni fikirler üretilmesine ihtiyaç duyulan şirket veya sektörlerde hem çalışan hem de işveren adına oldukça negatif bir durumdur.
- Kronik yorgunluğu iş hayatında dezavantajlı bir faktör konumuna getiren bir başka sorun da yol açtığı psikolojik belirtilerdir. Anksiyete bozuklukları, depresyon, languishing sendromu gibi kronik yorgunluk sonucu ortaya çıkabilecek olan tüm bu psikolojik bozukluklar çalışanı verimsiz bir çalışma hayatına sürükleyebilecektir.
- Tüm bunların yanında, kronik yorgunluğun yol açtığı dikkat dağınıklığı ve halsizlik başlı başına çalışanın işveren açısından verimsiz bir hale gelmesine sebep olacaktır.
Kronik Yorgunluğun İlişkilere Etkileri
Kronik yorgunluk kişiyi günlük aktivitelerin bir çoğundan ve iş hayatında güvenilir bir çalışan olmaktan alıkoyduğu gibi kişinin hem aile ilişkilerini hem arkadaşlık ilişkilerini hem de ikili ilişkilerini oldukça negatif etkiler.
Özellikle ikili ilişkilerin yapı taşlarından biri olan birlikte aktiviteler yapmak, kronik yorgunluk sendromu yaşayan kişiler için oldukça zordur. Partneriniz her ne kadar anlayışlı davransa da hem zamanla problemler artacak hem de kronik yorgunluğa ek olarak depresyon, anksiyete gibi başka belirtiler göstermeye başladığınızda bu durum ilişkinin sürdürülmesini daha da zorlaştıracaktır.
Böyle bir durumda kişinin iyileşmek için çaba göstermesi önemlidir.
Bunun yanında kronik yorgunluk, ilişkide olunan kişinin desteği ile daha kolay çözüme kavuşabilecektir. Bu nedenle kronik yorgunluğun ilişkileri negatif etkileyen bir psikolojik bozukluk olması sizi ümitsizliğe düşürmemelidir. Size tavsiyemiz bu konuda partnerinize açık olmanız ve ondan yardım istemekten çekinmemeniz olacaktır.
Kronik Yorgunluk Nasıl Geçer?
Öncelikle kronik yorgunluk, kişinin çabası ve gerektiğinde profesyonel destek ile çözüme ulaşabilen bir sorundur. Dolayısıyla ümitsizliğe kapılmamalı ve kronik yorgunluk sendromu yaşadığınızı kabul ederek çözüm yollarını aramaya başlamalısınız.
Kronik yorgunluk için uygulayabileceğiniz bazı tavsiyelerin yanında beslenme düzeniniz de oldukça önemlidir.
Öncelikle beslenme kısmından bahsedecek olursak:
- Günlük su tüketimine dikkat edin
- Sağlıklı yiyecekler tüketin
- Kahvaltı öğününü atlamayın
- Protein ve magnezyum alımına özen gösterin
- Meyve ve sebze tüketin
- Tuz tüketimini azaltın
Bu beslenme tavsiyeleri her ne kadar kronik yorgunluk ile alakasız görünebilirse de uyguladığınızda kronik yorgunluk üzerindeki etkilerine şaşıracaksınız.
Kaldı ki, besinlerin psikolojimize olan etkileri tahmin ettiğinizden çok daha fazladır.
Bunların yanında uygulayabileceğiniz bazı yöntemler ise şöyle:
- Yaşam tarzınızda değişikliklere gidin. Stres faktörlerini azalttığınız ve keyif aldığınız işleri yaptığınız bir yaşam tarzı benimsemeniz kronik yorgunluğunuzu azaltmanızda size oldukça yardımcı olacaktır.
- Uyku düzeninize özen gösterin. Yeterli uyku alamamak ya da uyku sürecinin kalitesiz geçmesi kronik yorgunluğun en önde gelen sebeplerindendir. Bu nedenle uyku sürecini kaliteli hâle getirmek kronik yorgunluğun iyileşmesi açısından oldukça faydalıdır. Bunun için tamamen karanlık bir ortamda uyumak, uyumadan yaklaşık iki saat önce elektronik cihazlar ile uğraşmayı bırakmak ve 6-8 saat arası uyumaya özen göstermek size yardımcı olabilir.
- Gerektiğinde profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Hem terapi hem ilaç tedavisi sizin kronik yorgunluk ile daha kısa sürede başa çıkabilmeniz açısından oldukça faydalıdır. Dolayısıyla gerekli gördüğünüz durumda psikolog ya da psikoterapiste başvurmayı ihmal etmemelisiniz.
- Bu süreçte sevdiklerinizden destek istemek sizin en doğal hakkınızdır. Onlara durumu açıklamak, değiştirmek için çaba gösterdiğinizi söylemek ve bu süreçte anlayış beklemek sizi kötü bir ebeveyn, kötü bir arkadaş ya da kötü bir partner yapmaz.