Savunma Mekanizmaları
Savunma mekanizmaları, günlük hayatta herkesin zaman zaman kullandığı ancak kullanım şiddeti arttıkça psikolojik bir bozukluk olarak adlandırılabilecek durumlar olarak açıklanır. Psikanaliz savunma mekanizmalarını kişinin içsel çatışmalarının neden olduğu anksiyete halinden korunmak için egonun oluşturduğu yapılanma olarak tanımlar. Klinik psikolojide savunma mekanizmaları, gündelik sorunlarla baş edebilmek için kişinin kullandığı doğal araçlar olarak ele alınır.
Freudyan psikanaliz teorisi, bu mekanizmaları kişinin gerçekleri manipüle ederek ya da kabul etmeyerek sosyal olarak kabul edilebilir öz imajını korumak için bilinçsizce geliştirdiği psikolojik stratejiler olarak yorumlar. Sağlıklı bireylerin hepsi hayatları boyunca farklı türlerde savunma mekanizmalarını kullanırlar ancak bunların sürekli hale gelmesi kişinin fiziksel ya da psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Egonun oluşturduğu bu savunma mekanizmalarının temel amacı kişinin zihnini ve benliğini endişeden korumak ve baş edemeyeceği durumlara karşın bir sığınma alanı yaratmaktır.
Psikolojik bir desteğe ya da terapiye ihtiyaç duyuyorsanız, Psikologofisi üzerinden deneyimli isimlerle görüşmeye hemen başlayabilirsiniz. Sesli ya da görüntülü gerçekleştireceğiniz online terapi seansları ile hayatınızdaki sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz.
Savunma Mekanizmalarının Özellikleri
- Kişi, savunma mekanizmalarını ancak bilinçsiz olarak kullanabilir.
- Savunma mekanizmaları sık sık kullanıldığı takdirde anormal bir özellik kazanmaya başlarlar.
- Kişi, tehdit altındaki benliğini savunma mekanizmaları ile korumaya çalışır.
- Savunma mekanizmalarının olumlu ve olumsuz sonuçları olabilir.
- Savunma mekanizmaları kişinin benliğini korusa da sağladığı fayda geçicidir.
- Savunma mekanizmaları kesin ve kalıcı çözümler üretmezler.
Savunma Mekanizmaları Nelerdir?
Savunma mekanizmaları, farklı kaynaklarda farklı kategoriler ile gruplandırılır. George Vaillant'ın 1977 yılında yaptığı sınıflandırmasında savunma mekanizmaları psikoanalitik gelişme kademeleriyle ilişkili sürekli bir dizi oluşturur. Vaillant savunmaları hiyerarşik olarak ilkel, nevrotik ve olgun olmak üzere üç gruba ayrılır
İlkel Savunma Mekanizmaları
İlkel olarak adlandırılan bu grup çerisinde yer alan savunma mekanizmaları kendilik ve dış dünya arasındaki sınırlarla ilgili mekanizmalar olarak tanımlanır. Bu mekanizmaların çoğunlukla sınır ya da psikotik yapılanmaya sahip kişiler tarafından kullanıldığı bilinir. Genel olarak ilkel savunma biçimlerinin amacı benliği, kendilik ve diğer kişilerin zıt yaşantılarından uzaklaştırma yoluyla korumaktır.
Bölme
En ilkel savunma mekanizmalarından biri olan bölme, alt benlikte bulunan doğal dürtülerin iyi ve kötü parçalara ayrılması olarak tanımlanabilir. Birey olaylar arasında bağlantı ve genelleme kurmaz, bölmeleme yaparak her birine farklı anlamlar yükler. Bu savunma mekanizması uzaktan bakıldığında kişinin çelişkili kararlar verdiğini düşündürtebilir.
Yansıtma
Kişinin kendi iç dünyasında yaşadığı ve katlanamadığı düşüncelerini ve duygularını başkalarının üzerine yüklemesi olarak tanımlanır. Bu mekanizmayı kullanan kişinin kendi eksikliklerinin ya da başarısızlıklarının sorumlusu olarak diğer kişileri göstermesi de yansıtma mekanizmasının bir çeşididir. İş yaşamında başarısız olan kişinin bu durumun sorumluluğunu patronuna yüklemesi ya da kolunu koltuğa çarpan çocuğun koltuğa sinirlenmesi yansıtma mekanizmasının örnekleridir.
Diğer yandan yansıtma, bazı kişilerde çevrelerinden kendilerine düşmanca duyguların yöneldiğini düşünme şeklinde ortaya çıkabilir. Özgüven sorunu yaşayan ve değersiz hisseden kişi bu durumu çevresinin kendisini küçümsemesi olarak yorumlayabilir. Özellikle nevrotik kişilerde bu duygu çok yoğun hissedildiğinden kendilerine verilen değeri kabullenmez ya da mantık dışı duyarlılıklar gösterebilirler.
Yansıtmalı Özdeşim
Bu mekanizma bölünen kendilik parçalarını diğer kişilere yansıtma ve böylece onları kontrol etme çabası olarak tanımlanır. Bu savunma mekanizması, yansıtmanın yapıldığı kişinin yansıtılanlara uygun duygu, düşünce ve davranışlar göstermesine sebep olabilir.
Çözülme
Kişinin zihninde süreklilik içerisinde bulunan duygu ve düşüncelerin bu sürekliliğini kaybetmesi ve bağlantılarını yitirerek özerkleşmeleri olarak tanımlanır. Genellikle travma sonrası verilen doğal bir tepkidir. Kişinin bulunduğu durumdan uzaklaşmak için kullandığı bu savunma mekanizması kişiyi gerçeklikten uzaklaştırır. Olağan olmayan bir duruma verilen olağan tepki olsa da travma dışında kullanılması ciddi bir psikolojik duruma işaret ediyor olabilir.
Eyleme Dökme
Kişinin acı veren ve kaygıya neden olan duygu ve düşüncelerinden kaçabilmek için bilinçdışı bir arzusunu dürtüsel olarak gerçekleştirmesidir. Kişinin baş edemediği duygularını ya da dürtülerini fiziksel ya da sözlü olarak hayat geçirmesi olarak tanımlanır. Kompulsif davranışlar, eyleme dökme mekanizmasının en belirgin örnekleri kabul edilebilir.
İlkel İdealleştirme ve Değersizleştirme
Kişinin endişeye neden olacak duygularından kendini koruyabilmek amacıyla zarar görebileceği nesneleri tamamıyla iyi olarak görmesi ilkel idealleştirmedir. Tam tersi durumda, idealleştirilen nesneler kişiyi tatmin etmezse daha önce verilen değer bu nesnelerden alınır ve değersizleştirme yapışır. İdealleştirme genellikle çocukluk döneminde anne ya da babanın her şeyi yapabilen kişi olarak görülmesi ile başlar. Çocukların ebeveynlerini süper kahraman gibi görme eğilimleri bundan kaynaklanır ve oldukça doğaldır. Ancak idealize etme mekanizması aşırıya kaçtığından patolojiye işaret edebilir. Diğer yandan, bir nesne ya da insan ne kadar çok idealize edilirse sonunda maruz kalacağı değersizleştirme de o kadar büyük olur. İdealize edilen kişi beklentileri karşılayamadığı noktada hızla ve en ağır şekilde değersizleştirilebilir.
Gerileme
Kişinin hayatının zorlu ve stresli bir evresinde içinde bulunduğu ruhsal gelişim evresinden daha önceki bir döneme geri dönmesi olarak tanımlanabilir. Zorluklarla baş etmekte zorlanan kişi bilinçdışı bir şekilde gelişimsel olarak gerilemeye başlar. Genellikle çocuklara rastlanabilen bu durum, kardeşi olan çocuğun çişini kaçırması gibi olaylar ile örneklendirilebilir. Yetişkinlerde ise yaşından çok daha genç ya da çocuksu davranışlar sergilemek şeklinde ortaya çıkabilir.
Bedenselleştirme
Kişinin saldırganlık gibi sosyal olarak kabul edilemez ve baskı altında tutulması gereken dürtülerinin bedensel semptomları ile görülmesi halidir. Böylece kişi, psikolojik durumu yerine fiziksel semptomlarına odaklanır. Tıbbi nedeni bulunamayan hastalıkların aslında psikolojik huzursuzluğun bedenselleştirme mekanizmasıyla ortaya çıkması bu mekanizmaya örnektir.
İnkar
Acı veren, endişeli düşünceler yaratan, tehlikeli olduğu düşünülen olay ya da durumun görmezden gelinmesi inkar mekanizmasıdır. Kişinin baş edemeyeceği kadar kaygı duymamak için durumu yok saymasıdır. İnkar savunmasını kullanan kişi, gerçeği değiştirmez ya da uzaklaşmaz, tamamen yok sayar.
Şizoid Düşlem
Kişilerarası ilişkilerde yaşanan zorluğun oluşturduğu anksiyeteden kaçınmak amacıyla bireyin iç dünyasına geri çekilmesi durumuna şizoid düşlem denmektedir.
Nevrotik Savunma Mekanizmaları
Genellikle ciddi psikolojik hastalıklarda ortaya çıkan nevrotik savunma mekanizmaları kökenlerini çocukluk döneminden alır. En önemli kişinin egosunu kaygı, korku ve stres yaratan durumlardan korumaktır. Diğer yandan bu savunma mekanizmalarının özellikle anksiyete yaşayan kişiler tarafından çok daha sık kullanıldığı bilinir. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve histeri sorunu olan kişilerin de nevrotik savunma mekanizmalarını kullandıkları ortaya koyulmuştur.
Bastırma
Hayata geçirilmesi halinde olumsuz sonuçlar doğuracağı için bastırılan bir dürtünün işlevsiz hale getirilmesi ile bilince girmesini engellemektir. Bastırma savunması probleme neden olan bir durumun bilinçdışına itilmesi olarak da ifade edilebilir. Yaşanan travmaların bilinçdışına gönderilerek üstünde durulmaması da bastırma savunma mekanizması ile mümkün olur.
İçeatım
Kişinin, bir başka kişinin ya da grubun özelliklerini içselleştirerek kendi kişiliğinin bir parçası haline getirmesi, içeatım olarak adlandırılır. Kişi karşısındaki kişi ya da gruba uyum sağlamak amacıyla farkında dahi olmadan kendi kişilik özellikleri yerine grubun özelliklerini benimser.
İzolasyon
Duygusal zorluklar yaşayan ve karmaşa için olan kişinin bu duruma neden olan duygu ve düşünceleri birbirinden ayırması olarak tanımlanır. Kişide endişe ve korku duygu ve düşüncelerin ayrıştırılması sonucu yalıtma mekanizmasıyla çözülebilir. Bu savunma mekanizmasını kullanan kişi duygularını kendinden uzaklaştırır. Kişi eğer yalıtmayı patolojik düzeyde kullanıyor ise obsesif bir durum yaşadığı düşünülebilir.
Yapma-bozma
Kişinin bir eylemde bulunması ardından da farklı bir eylem ile ilkini bozması ve ilk hareketin hiç yapılmamış gibi olmasını sağlaması olarak açıklanabilir. Bu hareketler ile dürtüsel ve karşı koyma arzularının bir arada doyumu sağlanabilir.
Özdeşleşme
Başka bir kişiye ait duygu, düşünce ve davranış özelliklerini benimseyip içselleştirme ve ona benzer bir hale gelme hali,özdeşleşme savunma mekanizması ile açıklanabilir.
Yer Değiştirme
Bu savunma mekanizması bir fikrin önem ve yoğunluğunun ondan ayrılarak bu özgün düşünceye benzeyen ancak ondan daha az yoğun olan başka bir düşünceye aktarılması olarak tanımlanır. Duygu, düşünce ya da davranışın, ilerlediği ilk yönün kaygıya yol açıcı olmasından dolayı başka bir nesneye tekrar yönlendirilmesine gönderme yapar. İş yerinde sorun yaşayan kişinin eve gelince eşine sinirli davranması ya da eşiyle kavga eden annesin çocuğuna bağırması en sık karşılaşılan yer değiştirme örneklerindendir. Birçok kişide görüldüğü için doğal kabul edilse de şiddetlenmesi farklı sorunların işareti olabilir.
Cinselleştirme
Olumsuz niteliği olan bir yaşantıyı cinsel niteliği olan bir uyarıcıya çevirmek ya da bir yaşantıyı ve anksiyeteyi ortadan kaldırmak amacıyla nesneye cinsel anlam yüklemek olarak tanımlanır.
Düşünselleştirme
Bu mekanizma, bireyin duygularını benliğinden ayırmasına rağmen duygular hakkında söylemlerde bulunabildiği bir mekanizmadır. Bu mekanizmayı kullanan kişi duygularını derinden tanımlamaz, sadece düşünce düzeyinde ifade eder. Örneğin, bir durum karşısında kötü hissettiğini söylemek yerine böyle bir olay karşısında kötü hissedilir diye genel bir cümle kullanır.
Rasyonalizasyon
Kişinin kabul edemediği duygu, düşünce ya da davranışlarını mantıksal açıdan daha tutarlı ve kabul edilebilir bir hale getirmeye yönelik açıklamalarda bulunmasına rasyonalizasyon denir. Stresle baş etmeyi daha kolay bir hale getiren bu savunma mekanizması yaşanan durumun kişinin yararına göre yeniden tanımlanması ve mantığa oturtulmasıdır. Kişinin davranışları ile ilgili yaptığı açıklamalar bu mekanizmaya örnektir.
Karşıt Tepki Oluşturma
Bu savunma mekanizması benlik tarafından kabul edilemeyecek nitelikteki isteklerin tam tersine dönüştürülmesi olarak açıklanabilir. Bir duygunun tersine çevrilmesini içerir; bu duygu olumlu ise olumsuz, olumsuz ise olumluya dönebilir. Bireyin aslında kıskandığı birine sevgi dolu yaklaşması bu mekanizmaya bir örnektir.
Olgun Savunma Mekanizmaları
Bu grup içerisinde yer alan savunma mekanizmaları üst düzey savunmalar olarak tanımlanır. Olgun savunma mekanizmalarının ego ya da süperego ile id ya da egonun gözlemleyen ve deneyimleyen bölümleri arasındaki içsel sınırlarla ilgili oldukları bilinir. Bu mekanizmalar, gerçekliği çarpıtmaz. Kişiye zarar verici niteliği olan duyguları uzaklaştırma yoluyla gerçekliğe uyum sağlanmasına yardımcı olur.
Bu gruptaki savunmalar, diğerlerine kıyasla uyuma yönelik nitelikleri daha yüksek mekanizmalardır. Çoğunlukla sağlıklı olduğu düşünülen bireyler tarafından kullanılır ve olumsuz deneyimlerinin üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı kişilerin olgun savunma mekanizmalarını kullandıkları bilinir.
Mizah
Kişinin hoşnut olmadığı bir durum yaşaması halinde komik ya da ironik ögelerden söz etmesidir. Başa çıkmakta zorlandığı ya da benliğine tehlikeli gelen bir duyguyu gören kişi şaka ve mizah yolu ile durumla baş etmeye çalışır. Fazla kilosu olduğu için rahatsız hisseden kişinin sürekli bu konuda şaka yapması savunma mekanizması kullandığına bir örnektir.
Baskılama
İstenmeyen ve kişiyi rahatsız eden duygu ve düşüncelerin bilinçli olarak bilinç alanından kaldırılmasına baskılama denir. Uzun süreli olarak kullanıldığında ilerleyen süreçte, kişinin daha kötü hissetmesine yol açma ihtimali olduğu unutulmamalıdır.
Özgecilik
Kişinin kendi ihtiyaçlarından ve dürtüsel isteklerinde başka bir kişinin ya da kişilerin faydasını düşünerek vazgeçmesi olarak açıklanmaktadır.
Öngörme
Kişinin ilerleyen zamanlarda elde edebileceği daha önemli şeyleri düşünerek o an alabileceği doyumu ertelemesine öngörme savunma mekanizması denir.
Yüceltme
Cinsel ya da saldırgan niteliği bulunan ve sosyal olarak kabul edilemez dürtüleri hem kişi hem de toplum tarafından daha kabul edilebilir uğraşılara dönüştürmek olarak tanımlanır. Yüceltme, bireyin bilinçaltında yatan rahatsız edici dürtülerini ya da isteklerini sosyal olarak da kabul gören biçimde ortaya çıkarmak için yaptıkları olarak açıklanabilir.
Online terapi almak, uzmanlarımız ve platformumuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için 15 dakikalık ücretsiz seanslarımıza hemen başvurabilirsiniz.