Prolaktin Nedir? İşlevleri Nelerdir?
Hormonlar; vücut mekanizmasının verimli bir şekilde işlemesi açısından oldukça faydalı olan ve böbrek üstü bezleri, hipofiz bezi gibi çeşitli bezler tarafından üretimi yapılan maddelerdir.
Prolaktin hormonu da insan vücudu açısından oldukça faydalı olup; hipofiz bezi tarafından üretimi gerçekleştirilen bir hormondur. İnsanlar tarafından daha çok süt hormonu olarak bilinen prolaktin hormonunun vücudun işleyişinde birçok görevi bulunmaktadır.
Özellikle hamilelik sürecinde etkin bir fonksiyona sahip olan prolaktin hormonu; hamilelikte meme bezlerinin süt üretimini gerçekleştirecek düzeye ulaşması açısından kadınlarda oldukça önemli bir fonksiyona sahip olmasının yanında, erkek vücudu için de testosteron seviyesinin düzenlenmesi, cinsel istek hali gibi önemli fonksiyonlara sahiptir.
Prolaktin hormonunun en önemli görevleri ise:
- Kadınlarda hamileliğin sekizinci haftası itibariyle meme bezlerinin gelişimi ve süt üretiminin sağlanması
- Kadınlarda yumurtlamanın sağlanarak menstrual döngüde rol oynamak
- Emzirme dönemi süresince FSH ve GnRH hormonlarının üretilmesini engelleyerek tekrar gebelik oluşumunu belirli bir süre engellemesi
- Erkeklerde sperm üretimi ve testosteron seviyesinin düzenlenmesinde rol oynamak
- Kadınlarda ve erkeklerde cinsel istek seviyesinde etkili olmak
Prolaktin Yüksekliği Belirtileri ve Nedenleri
Her hormon için vücutta bulunması gereken bir ideal seviye olduğu gibi prolaktin hormonu için de gereken bir optimal düzey bulunmaktadır. Bu düzey erkeklerde 5 ila 10 birim civarında iken kadınlarda bu düzey 15 ile 25 birim arasındadır.
Elbette prolaktin hormonunun yüksek düzeylerde seyretmesinin normal karşılanması gereken özellikle hamilelik gibi bazı dönemler olsa da; genel olarak bu seviyenin olmaması gereken bir yüksekliğe ulaşması hem erkeklerde hem kadınlarda bazı anormalliklere yol açabilecektir. Bu anormallikler:
- Kadınlarda: adet düzensizliği, kısırlık, cinsel istekte azalma, vajinal kuruluk, reglde kesintiler gibi etkiler;
- Erkeklerde ise: Ereksiyon sorunları, cinsel isteksizlik, tüylenmenin azalması ve kısırlıktır.
Özellikle cinsellik ve üreme sistemi üzerinde oldukça olumsuz etkilere yol açabilecek olan prolaktin yüksekliği kendini şu belirtiler ile gösterecektir:
- Östrojen ve progesteron seviyesinde düşüş
- Ereksiyonda problem yaşama
- Baş ağrısı
- Görme duyusunda bozukluk
- Ani tüy dökülmeleri
- Memede akıntı
- Gebelik
- Vajinal kuruluk
- Adet döngüsünde kesinti ve düzensizlikler
Prolaktin yüksekliğini ortaya çıkaracak birçok farklı faktör vardır. Prolaktin yüksekliğinin en önemli nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Uykusuzluk
- Stres
- Beslenme düzeninde bozulmalar
- Anoreksiya gibi yeme bozuklukları
- Meme travması
Prolaktin Düşüklüğü Belirtileri ve Nedenleri
Hipofiz bezinin prolaktin üretimi için olması gerekenden daha az çalışarak vücuda daha az prolaktin salgılaması durumunda ise prolaktin düşüklüğü söz konusu olacaktır.
Prolaktin düşüklüğü, yüksekliğine nazaran daha nadir görülen bir durumdur. Özellikle emzirme döneminde prolaktin düşüklüğü yaşanması anne açısından sütün az olması gibi önemli bir etkiyi beraberinde getirirken, hamilelik yokken düşen prolaktin seviyesi ise üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açacaktır.
Erkeklerde prolaktin düşüklüğü kadınlara nazaran daha az belirgindir. Bunun sebebi kadınlarda prolaktin hormonunun erkeklere kıyasla daha aktif bir rol almasıdır. Ancak genel olarak erkeklerde de üreme sağlığının prolaktin düşüklüğünden olumsuz etkilendiğini söylemek mümkündür.
Çok nadir görülen prolaktin düşüklüğü kendini şu belirtiler ile gösterecektir:
- Erkeklerde ereksiyon sorunları
- Cinsel isteksizlik ve libido kaybı
- Yorgunluk ve halsizlik hissi
- Kadınlarda adet düzensizliği ve kesintileri
- Baş ağrısı
- Emzirme döneminde sütte azalma
Prolaktin düşüklüğü nadir ortaya çıkan bir sorundur demiştik. Prolaktin düşüklüğüne neden olabilen faktörler daha çok fiziksel sağlığa ilişkindir ve dış faktörlerdir. Prolaktin düşüklüğüne neden olan faktörler şunlardır:
- Hipofiz bezinin verimli çalışamaması,
- Dopamin agonistleri gibi bazı ilaçların kullanımı ve
- Genetik bozukluklar sebep olacaktır.
Prolaktin Hormonunun Cinsel İşlev Üzerine Etkileri
Prolaktin hormonu üreme sağlığı ve cinsel işlev üzerine oldukça etkisi olan hormonlardan bir tanesidir. Her ne kadar daha çok kadınlarda hamilelik ve emzirme döneminde süt üretimi ile temelden ilişkili olsa da, cinsel istek ve erkeklerde testosteron ve sperm üretimi ile de ilişkili olan prolaktin hormonu böylece cinsel işlev üzerinde de etkili olmaktadır.
Prolaktin hormonu genel olarak cinsel işlev üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Genel olarak yumurtalık üretiminde rol alan bir hormon olsa da hamilelik döneminde; erkeklerde sperm, kadınlarda ise yumurta üretiminde etkili olan FSH ve GnRH üretimini baskılayarak prolaktin hormonu bir süre gebeliğin gerçekleşmesini önlemektedir.
Bu dönemde seviyesi oldukça yükselen prolaktin hormonu, kadınlarda cinsel isteği baskılamaktadır.
Prolaktin seviyesinin yükselmesinin bir etkisi de hem kadınlarda hem erkeklerde cinsel isteksizlik hâli oluşmasıdır.
Prolaktin Hormonunun Psikoloji Üzerine Etkileri Nelerdir?
Prolaktin hormonu yalnızca fiziksel sağlık üzerine etkili olan bir hormon değildir. Bu fonksiyonunun yanında aynı zamanda duygu durumu, davranışlar ve psikolojik sağlık üzerinde de oldukça etkilidir.
Özellikle duygu durumunun düzenlenmesinde etkili olan prolaktin hormonu; kişinin zinde hissetmesine, ruh halinin iyiliğine de yardımcı olur.
Öyle ki prolaktin hormonunun yetersiz salgılanması, kişide kronik yorgunluğa ve halsizliğe neden olmaktadır. Aynı zamanda prolaktin seviyesinin olması gerekenden daha az olması durumunda ruh hali kötü etkilenmektedir.
Prolaktin hormonunun fazla salgılanması da psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkilere de neden olmaktadır. Özellikle depresyon açısından önemli bir neden olma potansiyeli taşıyan prolaktin yüksekliği, genel olarak kişinin ruh hali üzerinde negatif etkilere neden olabilmektedir.
Öte yandan cinsel istek üzerinde de etkili olan prolaktin hormonu bu yönüyle dolaylı olarak da psikolojik sağlık üzerine etki etmektedir. Prolaktinin olması gerekenden yüksek bir düzeye ulaşması, en büyük örneği hamilelikte olduğu üzere, dalgalı bir ruh haline ve cinsel isteksizlikten kaynaklanan bir stres ve bunalıma da neden olabilecektir.
Özellikle hamilelik döneminde ve sonrasında emzirme döneminde kadınlarda görülen bunalım, stres, öfke ve ruh halindeki dalgalanmaların ortaya çıkmasında prolaktin hormonunu da rol oynamaktadır.