Öz Güven Eksikliği
- Öz Güven Nedir?
- Öz Güvenli İnsanların Özellikleri
- Öz Güvenin Beden Diline Yansıması
- Öz Güveni Yüksek İnsan ve Egosu Yüksek İnsanın Farkları
- Öz Güven Eksikliği Nedir?
- Öz Güven Eksikliği Genetik Midir?
- Öz Güven Eksikliğinin 8 Temel Sebebi
- Çocukluk Travmaları
- Sağlıksız İlişkiler
- Mobbing
- Gerçek Dışı Hayaller Kurmak
- Kendini Fazla Eleştirmek
- Hastalıklar ve Fiziksel Engeller
- Bazı Karakteristik Özellikler
- Baskın Ailede Büyümek
- Öz Güvensiz İnsanlar Nasıl Davranır?
- Öz Güven ve Başarı İlişkisi
- Öz Güven Eksikliğinin Kariyere Etkisi
- Öz Güven Eksikliğinin Okul Hayatına Etkisi
- Öz Güven Eksikliğinin İlişkilere Etkisi
- Düşük Öz Güvenin Beden Dili
- Öz Güven ve Mutluluk İlişkisi
- Öz Güven Eksikliğinin Tetiklediği Psikolojik Hastalıklar
- Anksiyete Bozuklukları
- Yeme Bozuklukları
- Depresyon
- Öz Güven Eksikliğini Yenmek
- 10 Adımda Öz Güven Eksikliğinin Üstesinden Gelmek
Özgüven günümüzde her kapıyı açan bir anahtar konumuna gelmiş durumda. İş ilanlarında, kişisel gelişim kitaplarında ve daha birçok yerde ‘öz üven’ ve ‘öz güven eksikliği’ kavramlarını sık görür hale geldik. Yazımızda bu kavramlara dair merak ettiğiniz tüm sorulara cevap bulabilirsiniz. Hazırsanız yazımıza geçelim.
Öz Güven Nedir?
Öz güven; kişinin kendini tanıması, olumlu ve olumsuz özelliklerinin farkında olup tüm bu yönlerini kabul etmesi, kendiyle barışık olması ve tüm benliğine değer vermesidir.
Öz güvenli insan eksilerinin ve artılarının farkındadır, her konuda çok iyi olduğunu düşünmez; aksine iyi olmadığını düşündüğü konularda geride durmayı bilir.
Öz güvenli kişi her ne kadar eksiklerinin farkında olsa da bunlardan dolayı kendine karşı negatif duygular beslemez. Öz saygısı ve öz şefkati vardır. Kendine karşı duygularını hep pozitifte tutmayı becerebilir.
Öz Güvenli İnsanların Özellikleri
Öz güvenli insan:
- Risk almayı sever.
- İş hayatında liderlik etmeyi sever.
- İkili ilişkilerde başarılıdır.
- Başkasının ilgisine muhtaç hissetmez.
- Adaptasyon gücü yüksektir.
- Sosyal ortamlara rahatlıkla girer.
Öz Güvenin Beden Diline Yansıması
Öz güvenin insanların görüşüne bazı yansımaları vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
- Öz güvenli insanlar dik duruşlarıyla dikkat çeker. Yürürken ve otururken vücutları diktir.
- Öz güvenli insanlar biriyle konuşurken ya da birini dinlerken göz temasından kaçınmaz.
- Öz güvenli insanların jest ve mimikleri ölçülüdür.
- Öz güvenli insanların konuşmaları kendinden emin ancak nezaket çerçevesindedir.
Öz Güveni Yüksek İnsan ve Egosu Yüksek İnsanın Farkları
Egolu insan; kendini diğer insanlardan daha üstün görür, olumlu özelliklere sahip olduğu gibi olumsuz özelliklere de sahip olabileceğini kabul etmez, eleştiriye açık değildir. Egoist insanların hata yaptıklarını kabul etmek, hatasını telafi etmek gibi özellikleri yoktur. Özür dilemek dahi onlar için lükstür. Bunlardan yola çıkarak egoist insanı genellikle bencil, kibirli gibi kavramlarla nitelendirebiliriz.
Öz güvenli insan ise eksik yönlerinin farkındadır, eleştiriyi kabul eder ve haklı eleştirilerin farkına varır. Özür dilemenin erdem olduğunun farkındadır ve gerektiğinde özür dilemekten kaçınmaz. Ben merkezli değildir. Kendine önem verir ancak bunu diğer insanların sınırlarını ihlal etmeden yapar.
Egoist insanlar, egolarını besleyen insanlara ‘hayır’ diyememeye çok yatkındır. Bunun sebebi fazla egonun çoğu zaman aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor olmasıdır. Bu nedenle tabiri caizse gururu okşandığında her şeyi yapabilir. Öz güvenli insanların ise sağlıklı sınırları vardır, istemediği herhangi bir şeyi yapmaz.
Egoist insan gösteriş yapmayı sever; öz güvenli insan için ise kendisinin tatmin olması yeterlidir.
Öz Güven Eksikliği Nedir?
Kişinin kendine duyduğu güven ve buna bağlı olarak da kendine verdiği değerin yetersiz düzeyde olmasıdır.
Öz güvensiz kişiler, kendini her konuda yetersiz görür, her yaptığı şeyde kendini eleştirecek birşey bulur, iltifat kabul edemez.
Kişinin öz güvensizliği fiziksel ya psikolojik olabilir. Ancak genelde öz güvensiz kişiler karakteristik ve fiziksel özelliklerinin bütününe karşı bir güvensizlik duyar.
Öz Güven Eksikliği Genetik Midir?
Son yıllarda yapılan araştırmalar düşük öz güvenin genlerle bağlantısı olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bunun sebebi mutluluk hormonu olarak anılan ve öz güvenle yakından bağlantılı olan serotonin hormonunun insanın genetik yapısına bağlı olarak salgılanmasıdır.
Belirtmemiz gerekir ki öz güven eksikliğinin oluşmasında genetik faktörlerin etkisi olabilirse de sonradan gelişen faktörlerin ve kişinin yaşam şartlarının etkisi çok daha fazladır. Dolayısıyla, birey çocukluk yıllarında düşük öz güven belirtileri gösterse de sonradan öz güvenini yeterli düzeye getirebilir. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde bu davranış biçimlerinden ve uygulamalardan söz edeceğiz.
Öz Güven Eksikliğinin 8 Temel Sebebi:
Çocukluk Travmaları:
Özellikle erken çocuklukta yaşanan cinsel taciz, anne-babanın boşanması, annenin veya babanın problemli olması gibi olgular gelecek yaşlarda öz güvensizliğe neden olabilir.
Sağlıksız İlişkiler:
Özellikle ilişkide manipülasyona maruz kalmak, kişiyi öz güvensiz bir hale getirebilir.
Mobbing:
İş hayatında, sosyal hayatta ya da okul hayatında kişiye herhangi bir şekilde mobbing uygulanması, onu öz güvensiz hale getirecektir.
Gerçek Dışı Hayaller Kurmak:
Gerçek olmaktan çok uzak hayaller kurup sonra bu hayaller gerçekleşmediğinde kişinin öz güveni düşebilir.
Kendini Fazla Eleştirmek:
Objektif değerlendirme adı altında kişi kendini fazla acımasız eleştirdiğinde, uzun vadede bu o kişide öz güvensizliğe neden olacaktır.
Hastalıklar ve Fiziksel Engeller:
Kalıcı bir hastalığı ya da fiziksel bir engeli olan kişiler diğerlerinin davranışlarının da etkisiyle öz güvensiz olmaya daha yatkındır.
Bazı Karakteristik Özellikler:
Kişiyi öz güvensizliğe iten en önemli karakteristik özellik çekingenliktir. Bunun dışında daha pasif özellikler kişide öz güvensizlik sebebi olabilir.
Baskın Ailede Büyümek:
Otoriter aile yapısında anne ve baba çocuklarının büyüme sürecinde onlara sorumluluk vermekten çekinir. Genellikle çocuğun gelişimine katkısı olacak bazı işleri kendileri yapmayı tercih eder ve bu ilerleyen yıllarda öz güven düşüklüğü sebebidir. Bir başka yönüyle otoriter anne ve babanın çocuğun sosyal hayatına da baskıcı yaklaşıp yeterince aktiviteye katılmasına ve sosyal çevre edinmesine engel olması durumu da öz güveni düşük bireyler yetişmesine sebeptir.
Hatta eğer vaktiniz varsa bu konu ile alakalı olan ‘Çocuğu Sorumluluk Bilinci İle Büyütmek’ adlı içeriğimizi de okumanızı mutlaka öneririz, içerikte çocuklara çok küçük yaştan itibaren verilebilecek sorumluluklar üzerine çok güzel ipuçları var.
Öz Güvensiz İnsanlar Nasıl Davranır?
Gerekli düzeyde öz güvene sahip olmayan insan:
- Sosyal ortamlara girmekten kaçınır.
- Tek başına karar almakta zorlanır.
- İş hayatında risk almaktan çekinir.
- İnsanlara hayır demekte zorlanır... Bu nedenle yalan söyleyebilir.
- Kendinde eksik arar.
- İkili ilişkilerde zayıftır.
Bu davranışlardan da görüldüğü üzere öz güven eksikliği, hafife alınmaması gereken ve kişinin yaşamını her alanda oldukça olumsuz etkileyen bir problemdir.
Öz Güven ve Başarı İlişkisi
Düşük öz güven, yüksek başarılar hedeflemeye engeldir. Kaldı ki kişi yüksek başarılar hedeflese de çoğu zaman bunları kazanmak için adımlar atmaya cesareti yoktur.
Öz güvensiz kişi, bilinçaltında, kendini kazandığı başarılara layık görmez. Bu nedenle de olduğu yerde saymaya meyillidir, daha fazlasını elde etmek için çaba sarf etmez.
Öz güven eksikliği hızlı kararlar alabilmeyi zorlaştırır. Bu da başarının önündeki engellerdendir.
Düşük öz güvenli bir kişi girdiği bir ortamda yeteneklerini sergilemekten çekinir. Takdir edersiniz ki bu özelliği de onun başarı kazanmasının önüne bir set çekecektir.
Öz Güven Eksikliğinin Kariyere Etkisi
Mülakatlarda sorulan soruların içinde mutlaka öz güven geçer; iş ilanlarında ‘Kendine güvenen bireyler arıyoruz!’ yazar; patronunuz sizden bir iş yapmanızı isterken ‘Öz güvenin yerinde mi?’ diye sorar. Peki çalışma hayatı lügatında öz güvenin bu kadar fazla yer alması boşuna mıdır? Bu sorunun cevabı tabii ki hayır.
Öz güven, kişinin çalışma hayatına önemli ölçüde etki eder. Bunun bazı örneklerini sıralayalım:
- Diyelim ki kendi ofisinizi açabileceğiniz bir mesleğiniz var ancak başka birinin yanında da çalışabilirsiniz. Ofis açmak için bütün imkanlara sahip olduğunuzu varsayalım. Kendinize yeterince güvenemiyorsanız yine de ofis açmaya cesaret edemezsiniz.
- Çalıştığınız iş yerinde tam size uygun bir proje olduğunu düşünelim. O projeyi yürütecek bir çalışan aranıyor olduğunda öz güveniniz olmadığından kendinizi öne atamazsınız.
- İş yerinde sizin bulunduğunuz pozisyonun daha üstünde bir pozisyon açıldı. Patronunuz bu pozisyon için sizi düşünüyor ancak bir süre gözlem yapmak istedi. Öz güveni düşük bir birey olduğunuzu fark ettiğinde pozisyonunuzu yükseltmek bir yana işinize son vermeyi dahi düşünebilir.
- Bir toplantıda ortaya yanlış bir bilgi atıldı ve bunun üzerine ilerleniyor. Biliyorsunuz ki bu yanlış bilgi çalıştığınız şirketin çok fazla kayıp yaşamasına neden olabilir. Ancak kendinize yeterince güvenmiyorsanız, o bilgi gerçekten yanlış olsa ve siz doğrusunu biliyor olsanız dahi kendi bildiğinizi sorgular ve belki de sizin bildiğinizin yanlış olduğuna ikna olarak fikir belirtmekten çekinirsiniz.
Bu örnekler kişiye göre değiştirilerek çoğaltılabilir. Ancak önemli olan bunların ne kadar
olumsuz sonuçları olacağıdır. İş hayatında öz güvensizliğin sonuçları uzun vadede işten çıkarılmaya kadar gidebilir. Zira kimse kendine güvenmeyen ve bu nedenle sürekli pasif kalan bir kişiyle çalışmak istemez. Kısa vadede ise pozisyon yükseltememek, risk almamak, fikir üreten ve aktif bir çalışan olamamak gibi sonuçları vardır.
Görüldüğü üzere kendine yeterince güveni olmayan çalışan kendini olumsuz etkilediği gibi çalıştığı iş yerini de oldukça olumsuz etkileyebilecektir. Bu nedenle de öz güvenin iş ilanlarında ve mülakatlarda bu kadar çok geçirilmesi normal ve gereklidir.
Öz Güven Eksikliğinin Okul Hayatına Etkisi
Öz güven öğrenciler için de oldukça önemli bir kavramdır. Öz güvensiz bir öğrenci bildiği bir konuda dahi söz istemekten çekinir, doğru yaptığı bir soruya cevap verecek cesareti yoktur. Okulda yapılan aktivitelerde sorumluluk almak istemez, okul kulüplerinin etkinliklerinde yer almaz. Öte yandan okul hayatında öz güven düşüklüğünün yalnızca dersler açısından değerlendirilmesi doğru olmayacaktır.
Okul arkadaşları arasındaki dinamiklerde de öz güven oldukça belirleyicidir. Öz güvenli bir birey daha kolay arkadaş edinebilir, sınıfındakilere daha çabuk adapte olur.
Özellikle ergenliğe girilmesiyle okullarda ortaya çıkan akran zorbalığı zaten yeterince yıpratıcı ve travmatik bir durum iken öz güvensiz bireyler açısından bu durum çok daha zor bir hal alacaktır. Bunun sebebi öz güvensiz bireylerin akran zorbalığına oldukça müsait olmasıdır.
Okul hayatında mobbing de modern dünyanın yaygınlaşan problemlerindendir. Mobbing, okul hayatı açısından, yaşıtlarının bir öğrenciye derslerde onu sabote edecek şekilde muamele etmesi ya da öğretmenin bir öğrencisine özellikle konuşma hakkı vermemesi gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Öz güveni düşük bir kişi, bir arkadaşına uygulanan mobbinge karşı çıkamayacağı gibi kendisi de mobbinge en müsait öğrencilerden olacak ve buna dur diyemeyecektir.
Bireyin öz güvensizliği okul hayatında onu oldukça olumsuz etkiler. Ancak durum bundan ibaret değildir. Okul, kişilerin diğer insanlarla etkileşime girdiği ilk ortamlardan biridir. Dolayısıyla kişinin zaten var olan düşük öz güveni okul hayatında kamçılanabilir. Böyle bir durumda kişiyi gelecek yıllarda da çeşitli zorluklar beklemektedir.
Öz Güven Eksikliğinin İlişkilere Etkisi
İkili ilişkilerde öz güven eksikliği oldukça olumsuz sonuçlar doğurur. Bu sonuçlar şöyle sıralanabilir.
- Bunun en önemli sebeplerinden biri düşük öz güvenin dozunda olmayan kıskançlığa neden olmasıdır. Kişi, kendine güvenmediği için aldatılacağı düşüncesi hakimdir. Dolayısıyla partneri aslında çok sadık biri olsa da öz güveni düşük insanın kıskançlığı kendi iç dünyasından kaynaklıdır.
- Düşük öz güvenin getirdiği bir başka olumsuzluk; bu tarz insanların sevildiğine ikna olmasının zorluğudur. Mantıken, kendine olması gerektiği kadar değer vermeyen bir insanın başkasından sevgi almayı beklemesi zor olduğu için; bu sevgiyi aldığında da buna inanması beklenemez.
- Öz güven eksikliği yaşayan kişiler daha alıngandır. Bu da ilişkilerinde karşı tarafın sürekli düşünerek konuşması gerekliliğini ortaya çıkarır. Takdir edersiniz ki böyle bir durumda yeterince samimiyet oluşamayacaktır.
- Düşük öz güvenli kişi, hayatının merkezine kendini koyamayan kişidir. Dolayısıyla o merkezi ilişkisiyle doldurur. Bu da hem kişinin kendisini hem de ilişkiyi olumsuz etkileyecektir.
- Öz güven eksikliği beraberinde aşağılık kompleksini de getirir ki bu ilişkiler açısından oldukça tehlikeli bir durumdur. Kendini karşı taraftan daha düşük bir konumda gören kişi, bu eksikliği başka şeylerde doldurmaya kalkışabilir. Bundan kastımız bir konuda aşağılık kompleksi yaşayan bireyin, üstünlüğünü başka yollarla kanıtlama çabasına girmesidir. Bu yollar psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve aldatmaya kadar varabilir.
- Öz güvensiz insanlar, flört döneminde de ilişkiden beklediklerini net bir şekilde ortaya koyamaz; daha çok karşıdakinin isteklerine uyum sağlar ve kendi beklentileri de aynı gibi davranır. Bu, ilişkinin ilerleyen dönemlerinde birçok soruna ve sonu gelmeyen tartışmalara neden olur.
- Düşük öz güven sorunu yaşayan bireyler kaybetme korkusu yaşamaya da daha yatkındır. Kaybetme korkusunun ilişkilerdeki yansıması terk edilme korkusu ve yoğun ayrılık kaygısı şeklinde olur. Bu da ufak tartışmaların bile büyümesine neden olacaktır. Ayrıca bu durum beraberinde duygusal manipülasyonu da getirebilir. Öz güvensiz kişi küçük tartışmalarda dahi ağlayarak ya da şikayetçi olduğu ufak şeylerden bahsederken, terk edileceğini düşündüğü için bunu söylediğini iddia ederek partnerini manipüle edebilir. Bir süre sonra karşı taraf da bu manipülasyondan etkilenerek ya da bıkkınlık hissederek rahatsız olduğu şeyleri ifade etmekten vazgeçer ki bu ilişkilerin sonunu getiren şeylerdendir.
Düşük Öz Güvenin Beden Dili
Öz güvensiz insanların çoğu dıştan bakışta da anlaşılmalarına sebep olan bazı özelliklere sahiptir. Bu özellikler şöyledir:
- Öz güveni düşük olan insanlar göz temasından kaçınır.
- Sosyal ortamlarda, özellikle biriyle konuşurken, elleriyle oynamaya meyillidirler.
- Duruşları daha eğiktir. Genelde dik oturmaz ve dik yürümezler.
- Günlük hayatta daha fazla jest mimik yapmaya meyillidirler.
- Konuşmaları kendinden emin olmaktan uzaktır; genellikle mahcup bir ifadeyle ve şüphe duyarak konuşurlar.
Öz Güven ve Mutluluk İlişkisi
Öz güven düşüklüğü problemi yaşayan bireylerin özelliklerini bir düşünelim... Öz güvensiz birey; kendini yetersiz görür, sosyal aktivitelerden kaçınır, ‘hayır’ diyemez ve en önemlisi kendini yeterince sevmez dolayısıyla sevilmeye de layık görmez.
Mutluluk insanın içindedir. Dış faktörlere bağlı olan bir mutluluğun yaşam boyunca sürebileceği iddia edilemez çünkü insanlar gidebilir, iş yerinden arkadaşlar bir gün işten ayrılabilir ya da ilişkiler bitebilir. İç dünyasında yukarıda bahsettiğimiz olumsuzlukların tümüyle ve hatta daha fazlasıyla mücadele eden bir kişinin de tam anlamıyla mutlu olması beklenemez.
Kaldı ki; farz edelim mutluluk tamamen dış faktörlere bağlı olsun, düşük öz güvenin iş hayatına, okul hayatına ve ilişkilere etkisi göz önüne alındığında, bu şekilde de insanın mutlu olmayacağı aşikardır.
Dolayısıyla düşük öz güven insanın mutluluğunu oldukça olumsuz etkileyecektir.
Öz Güven Eksikliğinin Tetiklediği Psikolojik Hastalıklar
Anksiyete Bozuklukları
Anksiyete diğer adıyla kaygı bozukluğu, kişinin günlük yaşamda sürekli yüksek bir kaygı duyması durumudur. Anksiyete ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz sizleri ‘Anksiyete Nedir? Belirtileri ve Tedavisi’ adlı yazımızı okumaya davet ediyoruz. Ancak burada konumuz anksiyetenin öz güvenle ilişkisi.
Öz güveni düşük bireyler başarılı olamama, ilişkinin yürümemesi gibi kaygılara sahiptir. Bu kaygılar uzun vadede anormal bir hal alarak anksiyete bozukluğuna kadar varan sonuçlara yol açabilir. Zira öz güven eksikliğinin belirtileri ile anksiyete bozukluğunun belirtileri arasında da yadsınamaz bir bağ vardır. Hatta öz güven eksiklğinin belirtilerinin anksiyete bozukluğundaki belirtilerin daha düşük dozu olduğu söylenebilir.
Yeme Bozuklukları:
Özellikle anoreksiya nervoza ve bulimia nervozanın öz güven eksikliği tarafından tetiklenmesi oldukça yüksek bir ihtimaldir. Zira öz güven eksikliğinin insanlara getirdiği asosyallik, iletişim eksikliği gibi özellikler kişinin kendi içine kapanmasına ve uzun vadede kendini yemeğe vermesine neden olabilir. Bu yemek yeme hali yeme bozukluklarına kadar varan tehlikeli bir hal alabilir.
Depresyon:
Öz güven düşüklüğü bireyde yaşanan en ufak olumsuzlukta kendini suçlama, sürekli kendinde kusur arama ve kendiyle mutlu olamama gibi belirtilere neden olabiliyor. Takdir edersiniz ki bu belirtiler bireyin depresyona yakalanma ihtimalini oldukça artıran davranış biçimleridir.
Sözünü ettiğimiz psikolojik rahatsızlıklar dışında, düşük öz güvenin bireylerde alkol, sigara gibi bağımlılıklara neden olabildiği de biliniyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz; düşük öz güven kişiyi sosyal ortamlardan alıkoyar, iş hayatı, ilişkiler gibi insan yaşamı için oldukça önemli konularda başarısızlığa sürükler, mutlu olmasına engel olur.
Bu gibi daha birçok olumsuz etkisi olan öz güven eksikliği kişiyi kısa bir süre de olsa tüm bunları düşünmesine engel olan zararlı alışkanlıklara yönlendirebilir. Sigara ve alkol kullanımı özellikle diğerlerine göre daha zayıf iradeli insanlarda bağımlılığa dönüşmesi oldukça kolay olan bir alışkanlıktır. Öz güven eksikliğinin iradeyi ve karar alma yetisini baskılayabileceği gerçeği göz önüne alındığında, öz güveni düşük bireylerin bu tarz bağımlılıklara daha yatkın olacağını söyleyebiliriz.
Öz Güven Eksikliğini Yenmek
Öz güven eksikliği bireyin hayatına oldukça fazla olumsuz etkisi olan ve uzun vadede daha tehlikeli sonuçları olabilecek bir durumdur. Bunların yukarıda sözünü ettik. Peki öz güven eksikliği kalıcı mı? Tabi ki hayır. Öz güven eksikliği geçici bir durumdur. Dikkat edilmesi gereken birkaç hususla bunun üstesinden gelebilir ve yeterli öz güvene sahip bir bireye dönüşebilirsiniz.
Öz güven eksikliğini yenmek için değişik fikirler ortaya atılmaktadır. Bir grup insan öz güvenli olmak için kendini olduğun halinle sevmek gerektiğini savunurken diğerleri öz güvenin yolunun sevdiğin kişiye dönüşmekten geçtiğini savunuyor.
Bu teorileri bir örnekle açıklayalım. Diyelim ki olmak istediğiniz kilodan daha yüksek bir kilodasınız. Bu sizin öz güveninizi yetersiz hale getiriyor. Bu arada siz daha az kilolu tipte insanlardan hoşlanıyorsunuz. Bir grup kendinizi bu halde kabul edip sevdiğinizde öz güveninizin yükseleceğini savunurken diğer grup bunun çok olanaklı olmadığını sizin hoşlandığınız tipte insanların kilosuna düştüğünüzde öz güveninizin artacağını savunuyor.
Bu düşüncelerden ikisinin de tam olarak doğru olduğu iddia edilemez. Zira kendinizi sevmek ve öz güveninizin yükselmesi için tamamen değişip seveceğiniz tipte insanlara benzemenizi beklemek acımasızca olacaktır ancak kendinizi her şeyinizle kabul etmeye çalışırken size zarar veren yanlarınızı görmezden gelmemelisiniz. İki düşünceyi harmanlamanız sizin için en sağlıklısı olacaktır.
Belirtmemiz gereken bir önemli husus daha var. Öz güven eksikliğinin bütün bu olumsuz sonuçları göz önüne alındığında ihmal edilmemesi gereken bir durum olduğu aşikardır. Dolayısıyla gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmemelisiniz. Psikologofisi, alanında uzman psikologlar ile her zaman yanınızdadır.
Detaylı bilgi almak ve bir psikologla görüşmek için bize ulaşabilirsiniz.
10 Adımda Öz Güven Eksikliğinin Üstesinden Gelmek
Aşağıda öz güven eksikliğini yenmeniz için yapabileceğiniz bazı basit uygulamaları derledik. Bunları günlük rutininize dahil ederek öz güven eksikliğinizin üstesinden gelmek konusunda adım atabilirsiniz.
- Kendinize basit hedefler koyun: Böylece o hedefleri gerçekleştirmek ihtiyacınız olan öz güveni kazanmanızı sağlayacaktır.
- Hobiler edinin: Yetenekli olduğunuz konuları belirleyip bunları hobiye dönüştürmek size iyi olduğunuz konuları hatırlatacak ve öz güveninizi kazanmanızı sağlayacaktır.
- Kıyaslama yapmayın: Kendinizi başka insanlarla kıyaslamanız ve sürekli kendi özelliklerinizle başkalarının özelliklerini karşılaştırmanız eksik yönlerinize odaklanmanıza sebep olacaktır. Bu nedenle öz güveninizin düşmesi kaçınılmazdır. Unutmayın ki her insanın iyi olduğu konular farklıdır.
- Spor yapın: Spor yapmak salgılattığı hormonlar sayesinde öz güveninizi yükselteceği gibi ruh sağlığına ve fiziksel sağlığa da katkısı inanılmaz düzeydedir. Dolayısıyla spor yapmanın öz güveninize olumlu düzeyde yapacağı etki yadsınamaz düzeydedir.
- Bakım yapın: Bakım yapmak insanın günlük rutinine eklediğinde onu en iyi etkileyecek uygulamalardandır. Bakım yapmak sayesinde kendinizle ilgilenmeyi öğrenirsiniz ki bu da öz güveninize önemli bir katkıda bulunacaktır.
- Sağlıklı beslenin: Şeker, abur cubur gibi sağlıksız gıdalar insanın kötü hissettiğinde sığındığı gıdalar olsa da araştırmalar bu tarz gıdaların fiziksel sağlığa olduğu gibi ruhsal sağlığa da oldukça fazla zararının olduğunu gösteriyor. Sağlıklı gıdalar ise insan sağlığını her anlamda olumlu etkiliyor ve sonucunda da öz güveninizin gerekli düzeye gelmesine katkıda bulunuyor.
- Olumlu düşünün: Başınıza gelen olaylara pozitif açıdan bakmak ya da yaşanması muhtemel ihtimallerden olumlu olana odaklanmak insanın ruh sağlığına çok büyük katkılarda bulunur. Bu da yine öz güveninizin gelişmesine oldukça önemli bir katkıda bulunacaktır.
- Kendi hayatınıza odaklanın: Diğer insanların hayatını merkezinize alıp onların yaptıklarını ilgi odağınız yapmak sizi doğal olarak kendi hayatınızdan ve benliğinizden uzaklaştıracaktır. Kendinizden uzaklaştığınızda öz güveninizin düşmesi kaçınılmaz olur.
- Meditasyon yapmak: Özellikle öz güvene, öz sevgiye yönelik olan meditasyonları yapmak size ekstra iyi gelecektir. Ancak genel olarak da meditasyonun insanın ruh sağlığına olan faydaları önemli düzeydedir.
- İçsel konuşmalarınıza yön verin: Öz güvensiz insanların içsel konuşmaları genellikle eleştireldir. Kişi herhangi bir hareketinde sürekli kendini eleştirir. Bu eleştirileri olumsuzdan olumluya çevirmeye başladığınızda öz güveniniz de yükselmeye başlayacaktır. Bunun için iç sesiniz kendinizi eleştirmeye başladığınızda içinizden birden ona kadar saymayı; ardından da olaya pozitif açıdan bakmaya çalışmayı deneyebilirsiniz.