öğrenilmiş çaresizlik

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin yaşadığı olumsuz deneyimlerin sonucunda artık bir şeyleri değiştiremeyeceğine inandığı bir ruh halidir. 

İnsan, doğduğu andan itibaren her şeyi öğrenmeye başlar. Fakat öğreneceği her şey olumlu değildir, olumsuz şeyleri de öğrenir. 

Çaresizlik, bireyin öğrenebileceği olumsuzluklardan biridir. Öğrenilmiş çaresizlik, bireyi oldukça olumsuz etkileyebilecek potansiyeldedir. 

Bireye, hayatında olup bitenlere karşı etkisi olmadığını ve kontrolünü kaybettiğini düşündürür. Bu birey, uzun vadede artık olup bitenlere karşı kayıtsız kalmaya başlar. Ne yaparsa yapsın sonucun değişmeyeceğine, her koşulda başarısız olacağına o kadar emindir ki çabalamanın gereksiz olduğunu düşünür. Normal çaresizlikten farkı tam da budur. 

Herkes hayatının bir döneminde kendini çaresiz hissedebilir, bu oldukça doğaldır. Fakat öğrenilmiş çaresizlik, daha sorunların başında çaresizliği kabullenmek ve hiçbir şeyin olumsuz sonuca ulaşmasına engel olmayacağına inanmaktır.

Öğrenilmiş Çaresizliğe Örnekler

Bu çaresizlik ve kabulleniş günlük hayatta nasıl bir şekilde karşımıza çıkabilir? Gelin bakalım; 

  • Alkolik bir birey, birkaç kez alkolü bırakmaya çalışmıştır fakat başarısız olmuştur. Bu başarısızlıklardan sonra birey, alkolü bırakamayacağını kabul eder ve bir daha alkolü bırakmaya çalışmaz. 
  • Birkaç kez aynı dersin sınavında başarısız olan ve düşük not alan bir öğrenci, bu dersi yapamadığını düşünebilir. Bir süre sonra pes eder ve bir daha bu derse çalışmaz.
  • Arkadaş edinmek adına birkaç ortama giren bir genç istediği sonucu alamaz ve istediği gibi bir arkadaş edinemez. Bunun sonucunda da sorunu kendinde görür, yalnızlaşır ve bir daha arkadaş edinmek adına bir adımda bulunmaz. 
  • Bir kanser hastası, aldığı birkaç tedavinin başarılı olmaması sonucunda diğer tedavi seçeneklerinin de başarısız olacağına inanır ve daha fazla tedavi almak istemez.

Öğrenilmiş Çaresizlik Belirtileri Nelerdir? 

  • İsteksizlik en sık görülen belirtidir. Bireyler, herhangi bir yeniliğe girmek istemezler. Yeni eylemlere karşı son derece ilgisiz davranırlar ve bir işe başlayacakları zaman motivasyon eksikliği ile başlarlar. 
  • Bu bireylerin özgüvenleri oldukça zedelenmiştir. 
  • Problemlerden ve sorunlardan kaçma eğilimindedirler. Sorunlarla mücadele etmek bu bireyler için bir kabusa dönüşebilmektedir.
  • İnsanlarla kurdukları diyaloglarda karamsarlık hakimdir. Olumsuz düşünür  ve olumsuz konuşurlar.
  • Başarılı olacaklarına inanmazlar. Sürekli başarısızlık beklentileri içerisindedirler. 
  • Bu kişilerin üzerinde sürekli kara bulutlar hakimdir. Yorgunluk, mutsuzluk, umutsuzluk, endişe gibi depresyon belirtileri gösterebilirler. 
  • Başına gelen kötülüklerin, başaramadığı imtihanların ya da sorunlarının kaynağının kendileri olduğunu düşünürler ve devamlı kendilerini suçlama eğilimindedirler. 
  • Uyku problemleri bu bireylerde sıklıkla karşımıza çıkabilir.
  • Çevrelerinde çok az insan bulunabilir ya da yalnızlaşmış olabilirler.

Öğrenilmiş Çaresizliğin Belirtileri Nelerdir? Kimler Daha Yatkındır? 

Öğrenilmiş çaresizlik kendi kendine ortaya çıkan bir durum değildir. Bazı predispozan faktörler vardır ve altta yatan bir nedeni çoğu zaman bulunur. 

Peki, ne olur da bir insan çaresiz olmayı öğrenir ve kabullenir? İşte bazı nedenleri; 

  • Yineleyen başarısızlık durumları
  • Kişinin yaşamış olduğu travmatik olaylar. Bu travma karşısında kişi, hayatının kontrolünü kaybettiğini düşünüp kendini çaresizliğe ve ümitsizliğe bırakabilir. 
  • Özgüven problemleri
  • Çocukken ebeveynlerin büyütme tarzı. Sürekli olarak ceza veren ve eleştiren ebeveynlerin çocuklarında öğrenilmiş çaresizlik daha çok görülecektir.
  • Bazı ruhsal bozukluklar öğrenilmiş çaresizlik sebebi olabilir ya da var olan durumu iyice alevlendirebilir. Bu açıdan en riskli ruhsal bozukluk depresyondur. 
  • Olumsuz yaşam koşulları
  • Stresli yaşam
  • Sürekli hakarete ya da aşağılanmaya maruz kalmak

Öğrenilmiş Çaresizlik Deneyi

Öğrenilmiş çaresizlik teorisi 1965’li yıllarda Martin Seligman tarafından ortaya atılmıştır. Öğrenilmiş çaresizlik üzerine teorisini köpeklerle gerçekleştirdiği bir deneyle de kanıtlamıştır. 

 

Peki, bu deney nedir? 

Martin Seligman, 24 adet köpeği üç gruba ayırmıştır ve üç grubun koşullarını da farklı şekilde tutmuştur. 

 

İlk aşamada birinci gruptaki köpeklere herhangi bir şok verilmiyor; ikinci gruptaki köpeklere şok veriliyor fakat köpeklerin yanında şoku kesmek için bir düğme de bulunuyordu. 

Bu düğmeye basılmazsa dahi otuz saniye sonra şok kesiliyordu. Köpekler tabii ki zamanla düğmeye basmayı da öğrenip hızla verilen şoktan kurtulmayı başarıyordu. 

Üçüncü gruptaki köpeklere ise şok verilmiş ve herhangi bir kurtuluş yolu verilmemişti, köpekler mecburen şoka maruz kalıyorlardı. 

 

Bir süre sonra ikinci aşamaya geçildi. Bu aşamada köpekleri küçük bir duvarla ikiye ayrılmış kapalı bir alana götürdüler. 

Hiç şok verilmemiş olan ilk gruptaki köpeklere şok verildiğinde, köpekler kısa bir süre sonra duvardan karşı tarafa atladı ve kurtulmayı başardılar. 

İkinci gruptaki köpekler de kurtulmayı başardılar. Fakat üçüncü gruptaki köpekler diğer iki gruptaki köpeklerden çok daha farklı davrandılar. 

İlk aşamada şoktan kurtulamayan köpekler, bu aşamada da şoktan kurtulamadılar. Hatta bazıları kurtulma girişiminde bulunmadı ve kaçmaya dahi çalışmadı. 

Aradan günler geçmesine rağmen köpeklerin büyük bir çoğunluğu başarısızlığını sürdürdü ve karşı tarafa geçemediler. 

Bu köpekler, çaresiz olmayı öğrenmiş görünüyorlardı. Martin Seligman’ın bu deneyi, öğrenilmiş çaresizlik durumunu köpekler üzerinden ele almış ve gözler önüne sermiştir. 

Öğrenilmiş Çaresizliğin İş ve Okul Hayatına Etkileri

Düşünün ki; kendinize güvenmiyorsunuz, bazı şeyler için çabalasanız da hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorsunuz ve oldukça karamsarsınız. Böyle bir durumda iş ve okul hayatında başarılı olmak ne derece mümkün olabilir? 

Öğrenilmiş çaresizliğin belki de kişiyi en çok etkilediği alan iş ya da okul hayatıdır. Kişi, ne kadar çalışırsa çalışsın derslerinde başarılı olmayacağını çoktan kabullenmiştir, bu nedenle çalışmaya gerek dahi duymaz. Aynı şekilde iş hayatında başarılı olabileceğine hiç inanmayan bir kişi ne kadar özenli çalışabilir ki? İşine verdiği önem azalır, hatta durum ilerledikçe ve kişi başarısız olduğuna daha da emin oldukça işi bırakmaya dahi gidebilir.

Öğrenilmiş Çaresizliğin İlişkiye Etkileri

Öğrenilmiş çaresizlik, olumsuz etkisini ilişkilerde de hissettirebilir. Kendisine güvenmeyen ve çabalarının bir işe yaramayacağını düşünen kişi, ilişkisinde bir problemle karşılaştığında da bu hisse kapılabilir. 

Çözüm odaklı olmak yerine sorunlardan ve ilişkilerden kaçma eğilimi gösterebilir ya da oldukça depresif bir hale bürünebilir. 

Öğrenilmiş çaresizlik, kişiyi her açıdan etki altına alabilen bir ruh halidir ve sağlıklı bir ilişki kurmak bu kişiler için oldukça zor bir hal alabilmektedir. 

Öğrenilmiş Çaresizlikten Kurtulma Yolları

Peki, çaresizliği öğrenmiş bir kişi bundan kurtulabilir mi, yoksa bu ruh hali kişiye sonsuza kadar yapışmış mıdır? 

Kurtulmak elbette mümkündür. Her hastalığın kontrol altına alınma sürecinde olduğu gibi öğrenilmiş çaresizliğin kontrol altına alınabilmesi de bir süreç gerektirmektedir.

Bu süreç boyunca doğru adımlar atmak oldukça önemlidir. Belli başlı davranışlar ve yöntemler, öğrenilmiş çaresizlikten kurtulmaya yardımcı olmaktadır.

Kurtulmak için neler yapabilirsiniz, bakalım; 

  • Pozitif olmanız oldukça önemlidir. Kendinize pozitif telkinler verin, içten içe pozitif cümleleri aklınıza geldikçe tekrarlayın. Negatif düşüncelerin hakim olduğunu hissettiğiniz anda sesli ya da sessiz bir şekilde pozitif mesajlar yollayın. 
  • Küçük hedefler belirleyin ve onları gerçekleştirmeye çalışın. Direkt olarak büyük hedefler belirlemeniz hem yorucu olacak hem de süreci zorlaştıracaktır. Minik hedefler doğrultusunda ilerleyip her hedefinize ulaştığınızda kendinize ödül vermeniz sürece oldukça fayda sağlayacaktır.
  • Sizi destekleyen ve motive eden kişilerle konuşun. Suçlayıcı ve eleştirel dillerden mümkün olduğunca uzak durun.
  • Yeni bir deneyim ve hobi alanı oluşturabilirsiniz. Başarısız olduğunuzu düşündüğünüz alanın dışına çıkmak ve farklı alanlarda başarılı olabileceğinizi görmek kendinize olan güveninizi artıracaktır.
  • Spor ya da yürüyüş yapmak gün içerisindeki stresi azaltmanıza yardımcı olacak ve kötü düşüncelerden kısa süreliğine de olsa arınmanızı sağlayacaktır. 
  • Sabırlı olun ve kendinize zaman tanıyın. Unutmayın ki, hemen iyileşmek mümkün değildir. Öğrenilmiş çaresizliği bir alışkanlık gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir alışkanlıktan vazgeçmek kolay olmayacaktır. Bu ruh halinden kurtulmanız da zaman ve emek isteyecektir.

 

Bu tavsiyeler, sizin kendiniz için yapmanız gereken kısımdır. Her zaman kişinin kendi çabaları yeterli olmayabilir. Bu demek değildir ki, başarısız olacaksınız. Bir uzman tarafından destek almak size her zaman kolaylık sağlayacaktır. 

Bir psikolog ya da psikiyatrist ile beraber ilerlemek bu sürecin hem daha sağlıklı ilerlemesini hem de daha kısa sürmesini sağlayacaktır.

Öğrenilmiş çaresizlikle baş etmeye çalışan bir kişinin terapi alması sağlanmalıdır. Terapide bu ruh halinin sebebinin anlaşılması sağlanır, bu sebep aşılmaya çalışılır ve kişinin kendine bakış açısı değiştirilir. 

Çocuklarda Öğrenilmiş Çaresizlik 

Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan bireylerin çoğunda bu çaresizliğin çocukluk dönemine dayandığı görülmüştür.

Çocukken kazanılan kötü tecrübeler tekrar ettiği zaman öğrenilmiş çaresizlik doğurabilir. Sürekli aşağılanmakla ve mutsuzlukla karşılaşan çocuk, en sonunda bunu kabul eder ve kendini çaresizliğe koşullar.

Anne babadan takdir görememek, yaşam koşullarının kötü olması ve sürekli stres durumu da oldukça önemli etkenlerdir. Çocukken bu durumu fark etmek hem çocuk için hem de yetişkinlik döneminde kronik bir hal almaması için oldukça önem arz etmektedir. 

Bu nedenle çocukların belirtilerine dikkat edilmelidir. Çaresizliğe alışmış bir çocuk, ebeveynlerinden ve çevresinden sorunları için yardım istemez ve sorunlarını kimseye anlatmaz. Arkadaş ortamında pasif kalır ve zamanla içine kapanır. 

Hiçbir çabasına rağmen şartların değişmeyeceğini düşünen çocuk, olaylara karşı ilgisiz ve isteksizdir.

Her çocukta olması gereken o masum mutluluk ve bitmek bilmeyen enerji bu çocuklarda yoktur. Çocuğun hayata dair motivasyonu azalmıştır ve mutsuzdur. Çözümü olan bu öğrenilmiş çaresizliği erken fark etmemiz bir çocuğa yapacağımız en büyük iyilik olacaktır. 

Yetişkinlerde Öğrenilmiş Çaresizlik

Yetişkinler için öğrenilmiş çaresizlik daha çok kayıtsızlık şeklinde kendini gösterir. Kişi, çevresindeki olaylara ya da kendine yapılan davranışlara karşı tepkisiz kalmayı tercih eder. 

Kendilerine güvenmezler, bazılarının bir iş hayatı yoktur. 

Yetişkin bireylerde öğrenilmiş çaresizliğin ortaya çıkma nedenlerinin en başında iş hayatında başarısızlık gelmektedir. Bir türlü düzenli bir iş bulamayan ya da bulunduğu işte mobbinge maruz kalan, başarısız olan bireylerde bir süre sonra kabulleniş görülebilir ve birey bu ruh haline bürünebilir.

Bu bireylerin negatif ve çaresiz tutumları, çocuklarının da bu duruma itilmesine sebep olabilir. 

Hayvanlarda Öğrenilmiş Çaresizlik

Öğrenilmiş çaresizlik, sadece insanlarda görülen bir durum değildir. Hayvanlarda da bu durum ortaya çıkabilmektedir.

Martin Seligman da deneyinde bunu net bir şekilde göstermiştir. Hayvanların çaresizliği öğrenmelerinin nedenlerinin en başında ise insanlar yer almaktadır.

İnsanların hayvanlara olan olumsuz davranışları, hayvanlarda da bu durumun görülmesine sebep olmuştur. 

Öğrenilmiş Çaresizlik Karşısında Ebeveynler ve Öğretmenlerin Rolü

Çocuklarda öğrenilmiş çaresizlikten kurtulmak adına anahtar rolü oynayan bir etken: çevresinde bulunan bireylerin tutumudur.

Çaresizlikten kurtulmaya çalışan bir bireyin tek başına çabaları sonuçsuz kalabilir. Çevresindekilerin olumsuz tutumları ve eleştirel tavırları kişinin ilerlemesine engel teşkil edebilir, hatta durumu daha da geriye atabilir. Bu nedenle çaresizliği aşmaya çalışan bir bireyi yüreklendirmek ve motive etmek önemlidir.

Ebeveynler ve öğretmenler bu noktada gizli kahramanlardır. Çocuklarına ve öğrencilerine destek olduklarını belirtmek ve bu işi başarabileceği konusunda onlara destek olmak bu sürecin güzel bir şekilde ilerlemesine ve daha hızlı bir sonuca varılmasına vesile olabilir. 

Unutmayın; ne ekerseniz, onu biçersiniz! Kötü tutum, kötü sonuçlar doğuracaktır. Siz çocuğunuzun iyiliği için, onlara destek olmayı ve onlara güvenmeyi seçin. 

 

Yazar
Avatar
Eren Artun ErgülPsikolog10 Haziran 2024
0/1500
Yorumlar

Öğrenilmiş çaresizlikten muzdaribim.

10 Temmuz 2024