Klostrofobi
- Klostrofobi Nedir?
- Klostrofobi Nedenleri Nelerdir?
- Klostrofobi'nin Psikolojik Nedenleri Nelerdir?
- Klostrofobi'nin Belirtileri Nelerdir?
- Kapalı Alan Korkusu (Klostrofobi) Nasıl Yerlerde Ortaya Çıkar?
- Klostrofobi'nin Günlük Hayata Etkileri Nelerdir?
- Klostrofobi'nin Tanısı Nasıl Konulur?
- Klostrofobi İçin Ne Zaman Yardım Almalıyım?
- Klostrofobi'den Kurtulmak
- Klostrofobi ve Terapi
- Klostrofobi Krizi Anında Ne Yapılabilir?
- Klostrofobi ve Panik Atak Arasındaki İlişki Nedir?
Kapalı alanlarda zorluk çekmek ve bu tarz alanlardan özellikle kaçınmak hayatınızı tahmin ettiğinizden daha fazla olumsuz yönde etkileyebilir. Klostrofobi ve kurtuluş yolları hakkında detaylı bilgiye sahip olmak isterseniz sizleri yazımızı okumaya davet ediyoruz.
Klostrofobi Nedir?
Fobi, bir varlığa ya da duruma karşı duyulan korkunun, kişinin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkileme halidir. Klostrofobi ise kişinin kapalı ya da kilitli bir alanda bulunduğu durumlarda ciddi endişe, tedirginlik, korku yaşamasına denir. Halk dilinde kapalı alan korkusu denir.
Klostrofobi sadece tedirginlik, endişe, anksiyete gibi psikolojik olarak değil fiziksel olarak da kişiyi etkileyebilir. Klostrofobi'si olan kişiler duygularını kontrol edemeyebilirler, bulundukları alandan en kısa sürede ayrılmak isterler. Asıl olarak bir nedeni olmasa da kendilerini tehlike altında hissedebilirler ve bulundukları yerden çıkamayacakları hissine kapılabilirler.
Genel olarak asansör, tünel, metro, kalabalık dar alanlar, döner kapılar gibi günlük hayatımızda sıkça içinde bulunduğumuz alanlar klostrofobi sahibi kişilerde olumsuz etkiler bırakabilir. Bu yüzden bireylerin hayat kaliteleri düşebilir.
Klostrofobi Nedenleri Nelerdir?
Pek çok kişinin cevabını aradığı bir sorudur. Klostrofobi'nin kaynağı olarak genetik yatkınlıklar ve hayat tecrübelerinin yer aldığı düşünülmektedir.
- Çocuk ya da genç yetişkin dönemlerinde özellikle kapalı alanda mahsur kalma, asansörde kalma tecrübesi yaşamak, uçak yolculuğunda sarsıntı yaşamak gibi yüksek düzey kaygıların kişide klostrofobi oluşmasında etkin rol oynadığı düşünülmektedir.
- Çocuk iken cezalandırma amacı ile kapalı alanda kapatılmak gibi travmatik olaylar da klostrofobi gelişmesine neden olabilir.
- Genç yaşlarda özellikle boğulma vakası yaşayan kişilerde de klostrofobi'ye rastlanma oranı yüksektir.
- Genetik yatkınlıkların da klostrofobi oluşmasında etkili olduğundan bahsetmiştik. Yapılan son araştırmalarda klostrofobi'ye sahip kişilerin belirli genlerdeki mutasyona daha sık rastlandığı keşfedilmiştir.
Klostrofobi'nin Psikolojik Nedenleri Nelerdir?
Klostrofobi, bireyin hayat kalitesini düşüren bir durumdur. Daha önce bahsettiğimiz gibi psikolojik ve genetik nedenleri olabilir. Özellikle yaşam tecrübeleri klostrofobinin oluşmasında önemli nedenlerdir.
Daha önce dar alanda mahsur kalan, kaza geçiren, depremde enkaz altında kalan, bu gibi travmatik durumlar yaşayan bireyler hayatının ileri dönemlerinde psikolojik olarak bu durumu aşamayabiliyor. Bu durum da günlük yaşamında karşısına çıkıyor.
Dar alanlar, kapalı kalabalık alanlar ise kişinin; bulunduğu yerden kurtulamayacağı, ordan çıkamayacağı, sanki bulunduğu yerde eziliyormuş, hissine kapılıp paniklemesine neden oluyor. Bu durumda kişiler yoğun bir korku yaşayıp, çok endişeli bir ruh haline sahip oluyorlar.
Klostrofobi'nin Belirtileri Nelerdir?
Klostrofobi'ye sahip kişilerde kapalı, dar alanların psikolojik ve fiziksel olarak farklı etkileri oluşmaktadır. Bu belirtiler bireyde kaygı düzeyi ve hislerine bağlı olarak farklı seviyelerde ve yoğunlukta gözlemlenebilir. Klostrofobi'nin belirtileri panik atak ya da anksiyetenin belirtilerine benzeyebilir. Bu belirtiler şunlardır:
- Titremek
- Terlemek
- Nefes almada zorluk
- Sıcak basması
- Kalp atışında hızlanma
- Boğulma hissi duyma
- Mide bulantısı
- Göğüs ağrısı ya da sıkışma hissi
- Baş ağrısı
- Vücutta uyuşma
- Kulak çınlaması
- Baygınlık hissi
- Ağızda kuruluk
- Kafa karışıklığı
- Panik
- Baş dönmesi
- Yoğun endişe ve korku hissi
- Kapalı alandan çıkamama hissi
- Öfkeli hissetme
- El ve ayakta kitlenme
- Tuvalete gitme ihtiyacı
- Bulunduğu alanın kendisini daraltması
Kapalı Alan Korkusu (Klostrofobi) Nasıl Yerlerde Ortaya Çıkar?
Günlük hayatımızda pek çok kapalı alanda bulunuruz. Sınıflar, asansörler, metrolar, otobüsler... Sağlıklı bir yapıya sahip bireyler gündelik hayatında bunların farkında olmasa da klostrofobi'ye sahip bireylerin bu alanlar yaşamlarını güçleştirmektedir.
Bireyin yaşadığı kapalı alan korkusunun seviyesine göre onu etkileyen ortamlar değişebilir. Peki bu alanlara neleri ekleyebiliriz? İşte sorumuzun cevabı:
- Uçak
- Kilitli araçlar
- Döner kapılar
- Tüneller
- Mağaralar
- Manyetik rezonans görüntüleme (MRI)
- CT taramalar
- Bodrum katlar
- Asansörler
- Mağaza kabinleri
- Penceresiz odalar
- Metro, tren, otobüs, minibüs
Kalabalık kapalı yerler ve benzeri alanlar klostrofobi'yi tetikleyebilecek alanlardır.
Klostrofobi'nin Günlük Hayata Etkileri Nelerdir?
Klostrofobi'ye sahip kişiler günlük hayatta kendilerini zora sokacak alanlardan ellerinden geldikçe kaçınmaktadırlar.
- Asansör kullanmak yerine merdiven kullanırlar.
- Çok zor durumda kalmadıkça metro, tünel gibi alanları kullanmazlar.
- Uçak, otobüs gibi ulaşım araçları kendilerini etkilediği için özellikle de uzun yolculuklarda kullanmaktan sakınırlar. Onun yerine kendilerini rahatsız hissettikleri an ayrılabilecekleri kişisel araçları tercih ederler.
- Döner kapılar gibi kısa süreli de olsa içinde bulunduğumuz dar alanları kullanmazlar.
- Sağlık problemi yaşadıklarında teşhis de yardımcı olmak amaçlı kullandığımız manyetik rezonans görüntüleme (MR) cihazı bu kişilerde sorun oluşturabilir. Eğer klostrofobi'niz var ve MR taraması yaptırmanız gerekiyorsa, mutlaka randevusundan önce haber veriniz. Doktorunuza danışıp tavsiye alabilirsiniz. Bazı kişiler yatıştırıcı etkisinde iken bile MR kullanamayabilir. Bu kişiler için özel olarak tasarlanmış açık sistemleri kullanabilirler.
Klostrofobi'nin Tanısı Nasıl Konulur?
Klostrofobi tanısı bir uzman tarafından konur. Bu tanıyı koymak için kişinin belirtilerine (kapalı alanlarda iken aşırı korku, panik hali, nefes zorluğu, mide bulantısı, baş dönmesi, boğulmuşluk hissi) ve geçmiş yaşamını değerlendirilir.
Ayrıca bireyin aile geçmişinden de yardım alınır. Tüm bu semptomların ışığında kişinin klostrofobi'sinin şiddeti ve nasıl bir tedavi izleneceğine karar verilir.
Klostrofobi İçin Ne Zaman Yardım Almalıyım?
Klostrofobi bireyin sosyal yaşamını, meslek hayatını etkileyen bir durumdur. Klostrofobi'si olan kişiler genel olarak kaçınma sakınma içerisindedirler. Kendilerini panik haline sokacak, istenmeyen hisler uyandıracak durumlardan kaçınma çabasındadırlar.
Bu kişilerin özellikle yıkıcı etkilere, kaçınmaya, paniğe, anksiyeteye sebep oluyor ise zaman kaybetmeden bir uzmandan yardım almak kişinin kendisine yapabileceği en büyük iyiliktir.
Klostrofobi'den Kurtulmak
Klostrofobi'si olan bir kişi kapalı alanlarda, asansör, kabin gibi dar alanlarda bulunduklarında ya da bunu düşündüklerinde bile panik halinde olabilirler. Klostrofobi tedavi ile aşılabilen bir sağlık sorunudur.
Fakat kişiler genel olarak korkuları ile yüzleşeceklerinden tedaviden kaçınabilmektedirler; tedaviye karşı mesafelidirler ve bu yüzden çevresindeki kişiler ve yakınları tarafından desteklenmeleri, teşvik edilmeleri önemlidir. Klostrofobi'den kurtulmak için farklı yöntemler şöyledir:
- İlaç tedavisi,
- Psikoterapi,
- Sistemli desensitizasyon (Diğer bir şekilde kontrollü maruz bırakma denilebilir. Kişinin kontrollü bir şekilde maruz bırakarak korkularının üzerine gitmesi amaçlanır.)
- Bilişsel davranışçı terapi (İnsan davranışını etkileyen düşüncelerin ve inançların nasıl değiştirilebileceği üzerine odaklanan bir terapi yöntemidir. Birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde kullanılan bir tedavi şeklidir.)
- Rahatlama teknikleri
- Meditasyon, nefes alma verme egzersizleri, bu gibi yöntemlerde panik anını yönetmede ve anksiyeteyi kontrol altına almada yardımcı olabilir.
- Sanal gerçeklik(vr) (Sanal gerçeklik; maruz kalma terapisinin farklı bir türüdür.)
Klostrofobi, bireyin tek başına kapalı alanda kalarak korkusunun üzerine gidebileceği bir durum değildir. Bununla beraber klostrofobi'ye sahip bireylerin tedavi amaçlı başkaları tarafından kapalı alana maruz bırakılması kesinlikle doğru bir tutum değildir. Böyle bir durum kişinin tam tersine hissettiği korku, panik ve telaşı artırabilir.
Klostrofobi ve Terapi
Günlük hayatta klostrofobi'si olan pek çok kişi kapalı, dar alanlarda yaşamakta sorun yaşamakta ve ellerinden geldikçe de bu durumdan kaçınmaktadırlar. Fakat bu durumun bir sonu olması gerekmektedir.
Kişinin, tüm hayatı boyunca kaçınarak ya da maruz kaldığında sağlıklı olmayan tepkiler vererek hayatına devam etmesi onun için çok zor olmaktadır. Ancak bu durumu tek başına çözmeye kalkmak ya da kontrolsüz bir şekilde maruz bırakılmak kişide tam tersi bir etki yaratarak korkularını arttırabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için kişi bir uzmandan yardım almalıdır.
Bunun için bilişsel davranışçı terapi uygulanabilir. Bu terapinin temelinde biliş ve davranışların, duygu ve düşüncelerimizin üzerindeki etkisi ele alınılır. Bu yüzden bilişsel davranışçı terapi kişilerin yaşadıklarını kavrama, yorumlama ya da anlamlandırılmasında etkili olarak yanlış, sağlıksız düşünceleri etkilemeyi amaçlar. Kişinin farkında olmadan sahip olduğu bilinci, bir uzman tarafından sunulan terapi desteği ile ulaşılabilir, fark edilebilir hale getirilebilir.
Örneğin, klostrofobiye sahip kişi; asansör, metro ya da uçak gibi günlük hayatımızda sıkça kullanabildiğimiz alanlarda ‘Buradan çıkamayacağım, duvarlar üstüme üstüme geliyor, ezileceğim ya da sıkışıp kalacağım.’ gibi düşüncelere sahip olarak, aşırı korku ve panik hissetmeye başlar. Bu hislerin sonucunda ise kalp çarpıntısı, boğulma hissi, terleme, bilinç kaybına varana kadar pek çok fiziksel durumlar ortaya çıkabilir ve bunlar kişinin hayat kalitesini düşürmektedir.
Bilişsel davranışçı terapi bu durumda kişinin sahip olduğu içten gelen; otomatik ve yersiz düşünceleri yeniden oluşturarak kişinin sağlıklı bir düşünce yapısına ulaşmasını hedefler.
Klostrofobi Krizi Anında Ne Yapılabilir?
Klostrofobi'ye sahip olan kişi kapalı alanda mahsur kaldığında, kriz anında, kaygıları arttığında:
- İlk başta sakinliğini korumaya çalışmalıdır.
- Nefes egzersizleri yapabilir.
- Derin nefes alıp vererek kendi solunumuna odaklanıp dikkatini dağıtabilir.
- Birden ona kadar sayma yapabilir.
- Kaygıyı azaltmak için farklı duyularını çalıştırarak odağını değiştirebilir.
- Kendisini sakinleştirici konuşmalar yapabilir(şu an iyiyim,burdan çıkabileceğim, güvendeyim, bir sorun yok yaşadığım bu duygu fazla, korktuğum kadar değil.)
Tüm bunlar klostrofobi'ye sahip kişilerin kriz anını yönetmesine yardımcı olabilir.
Klostrofobi ve Panik Atak Arasındaki İlişki Nedir?
Panik atak, gerçek bir tehlike olmamasına rağmen şiddetli belirtileri olan yoğun korku atağıdır. Bu ifadeden yola çıktığımızda klostrofobi ile olan benzerliklerini görebiliriz.
Klostrofobi'de kriz anında kişi aynı zamanda panik atak da yaşıyor olabilir. Mümkün oldukça bu gibi durumlarda korkutucu, olduğundan daha fazla ürkütücü hisler içerisindeyken bunun bir sonu olduğunu ve sonunda geçeceğini düşünün. Bu gibi durumlarda odağımızı değiştirecek, tehdit edici olmayan herhangi bir şeye odaklanabilirsiniz.
Ayrıca panik atak hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz ‘Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir?’ adlı yazımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz.