Ne yazık ki Türkiye’de son yüzyıl içinde yaşanan büyük depremlerde 81.000’in üzerinde insan hayatını kaybetti.
30 Ekim 2020 Cuma günü Ege Denizi Seferihisar açıklarında 6,6 şiddetinde meydana gelen deprem ile bu sayı daha da artış gösterdi. İzmir depremi sonrası yaşanan büyük kayıpla bir kez daha gerçek ile karşı karşıya geldik. 30 Ekim İzmir depremi gibi yaşanan her doğal afet, acısı ile Türkiye'yi derinden sarsıyor.
Bu acıların bize öğrettiği şey de Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği.
Her ne kadar bu gerçekle yaşamayı kabul etmiş olsak da bu kadar çok kayıp vermiş topraklarda yaşayan insanlar olarak her sallantıda yüreğimizin ağzımıza gelmesini durduramıyoruz.
Fakat
deprem gibi ciddi durumlarda kendimizi kontrol edebilmemiz oldukça zordur ve yaşanılan
korku ve
anksiyete oldukça normaldir. Çünkü deprem gibi anlarda yaşadığımız korku ve kaygı hali aslında “savaş-kaç” mekanizmamızın getirdiği ve bizi tehlikelere karşı hazırladığı yollardan birisidir.
Böylesine büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda olayı takip eden zamanlarda en sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:
• Kendi ya da sevdiklerimizin hayatıyla ilgili şiddetli kaygı hissi
• Şoka girme, uyuşma, inanmakta güçlük çekme
• Yerinde duramama, huzursuzluk
• Her an daha kötü bir şey olacakmış gibi alarm durumda olma hali
• Günlük aktivitelere odaklanmakta güçlük
• Hatırlamakta ve karar vermekte güçlük
• Travmatik olayı hatırlatacak şeylerden kaçınma
• Uyku bozuklukları, uykuya dalmakta güçlük
• İştahta azalma ya da artma
• Benzer bir olayın yeniden yaşanabileceği ihtimaline karşı duyulan şiddetli korku
• Gün içinde travmatik olayla ilgili anıların canlanması, olayla ilgili kabuslar görme
Birçok kişi için bu belirtiler hafif şiddette ve yalnızca olaydan kısa bir süre sonrasına kadar devam eder. Günlük yaşam koşturması içerisinde kısa sürede unutulur.
Ancak özellikle daha önce de benzer bir deneyim yaşamış ya da halihazırda bir
anksiyete bozukluğu olan kişilerde bu belirtiler son derece şiddetli, uzun soluklu ve dayanılmaz olabilir.
Eğer siz de son zamanlarda sıkça yaşadığımız depremlerin etkisinden kurtulmakta zorlanıyorsanız kaygı seviyenizi azaltmak için aşağıdaki 5 yöntemi uygulayabilirsiniz;
1. Kendinizi Başka Aktivitelere Yönlendirin
Günlük yaşantınıza mümkün olduğunca aktif olarak devam etmeye, normal rutininizi sürdürmeye çalışın. Zihninizin kaygı verici düşüncelere saplanıp kalmasını önlemek için kendinizi oyalayacak aktivitelere katılın.
2. Paylaşmaktan Çekinmeyin
Yaşadığınız kaygı ve korkuları sizi seven, destekleyen aile ve arkadaşlarınızla paylaşın. Hissettiklerinizi sesli olarak dile getirmeniz sizin de duygularınıza farklı bir açıdan bakabilmenizi sağlayacaktır.
3. Uyku Düzeninize Önem Verin
Eğer uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız gün içinde meditasyon, spor gibi hem rahatlamanızı hem de uykuya dalmanızı kolaylaştıracak aktivitelere mutlaka zaman ayırın.
4. Önleminizi Alın
Gerçekçi bir planlamayla, aşırıya kaçmadan olası depremler için hazırlık yapın. Aile üyelerinizi bu konuda bilgilendirin. Acil durum çantanızın rahat ulaşabileceğiniz bir yerde olduğundan emin olun.
5. Beslenmenin Önemini Unutmayın
Sağlıklı beslenmeye dikkat edin. Alkol gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın.
Anksiyete belirtilerinin azalmasını sağlayacak diğer etkili yöntemler için
Kaygıyla Başa Çıkmanın Yolları başlıklı yazımızı da incelemek isteyebilirsiniz.
Eğer yukarıda bahsettiğimiz belirtiler dört haftadan uzun bir süredir devam ediyorsa; yaşadığınız kaygılar nedeniyle iş ve özel yaşamınızda odaklanmak güçlüğü çekiyorsanız kaygı bozuklukları konusunda uzman bir
psikolog ile görüşerek profesyonel yardım alabilirsiniz.
Ayrıca bu yazıyı paylaşarak, bu konuda desteğe ihtiyacı olan daha fazla kişiye ulaşmamıza yardımcı olabilirsiniz.
Daha fazla bilgi almak isterseniz sizler için gerçekleştirdiğimiz
15 dakikalık ücretsiz seans hizmetimizi deneyimleyebilirsiniz. Platformumuzdaki uzmanlarımız ile aklınızdaki tüm sorulara yanıt bulabilirsiniz.