Anoreksiya Nervoza Nedir? Anoreksiya Nervoza Belirtileri
- Anoreksiya Nervoza (Manken Hastalığı) Nedir?
- Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Tanı Yöntemleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Nedenleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
- Anoreksiya Hastalığı Ne Demek?
- Yeme Bozukluğu Hastalığı Nedir?
- Yeme Bozukluğu Kimlerde Görülür?
- Manken Hastalığı Neden Olur?
- Anoreksiya Olduğumu Nasıl Anlarım?
- Anoreksiya Olunca Ne Olur?
- Anoreksiya Tedavisi Ne Kadar Sürer?
- Anoreksiya Hastaları Günde Kaç Kalori Alır?
- Anoreksiya Olan Birine Nasıl Davranmalı?
İçindekiler
- Anoreksiya Nervoza (Manken Hastalığı) Nedir?
- Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Tanı Yöntemleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Nedenleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Anoreksiya Nervoza Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Anoreksiya Nervoza (Manken Hastalığı) Nedir?
Yeme bozuklukları, her ne kadar etkileri fiziksel görünüm üzerine olsa da (kilo kaybı, aşırı kilo, güçsüzlük, yağlanma gibi), temel olarak fiziksel hastalıklar arasında yer almazlar. Bilakis psikolojik hastalıklar arasında sayılırlar. Yeme bozukluklarından biri olan anoreksiya nervoza, ihmal edildiği takdirde hastaları ölüme kadar götürebilen ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. Manken hastalığı olarak da bilinen bu psikolojik hastalık, genellikle genç veya ergenlik dönemindeki kızlarda görülür. Nitekim hastalıktan etkilenen büyük çoğunluğu da genç kızlar oluşturur. Erkeklerde görülmesi ise çok daha nadirdir.
Hastalığın yaş skalası göz önünde bulundurulursa, bu hastalıktan muzdarip olanların genellikle 15-25 yaşları arasında olduğu görülebilir. Diğer yandan, nadir de olsa, yetişkinlerde veya 10 yaşından küçük çocuklarda da görülmesi mümkündür. Hastalığın başlangıç dönemi ise çoğunlukla ergenlik dönemidir. Bu yüzden bu çağdaki çocukların kilolarına ve vücutlarına karşı olan takıntıları gözlemlenmeli ve onlara bu konuda travma yaşatacak olumsuz tavırlar sergilemekten kaçınılmalıdır.
Anoreksiya nevroza temel olarak mükemmeliyetçi, hırslı, takıntılı ve çalışkan kişilerde görülmektedir. Ancak söz konusu bireylerin takıntıları yanlış bir yöne odaklanmıştır. Zira bu kişiler, hayattaki birçok problemin kilolarından kaynaklandığını düşünürler. Bu nedenle, kilo vermeyi bir numaralı amaç olarak görürler. Bu hastalık az kalori alınan zorlayıcı bir diyet sürecinden farklıdır. Anoreksiya nervoza hastalığı olan kişiler, kilo almaktan son derece endişe duydukları için, kalori alımını son derece düşürürler. Hastalığın uzun süre devam etmesi ve ihmali halinde, hastalar çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir.
Daha detaylı bakacak olursak; anoreksiya nervoza ince ve zayıf bir görünüme sahip olma konusunda aşırı takıntı yapan kişilerde görülmekte olan bir hastalıktır. Bu kişiler çok zorda kalmadıkları müddetçe yemek yemeyi reddederler. Yemek yediklerinde de çok düşük kalorili ve genelde pek doyurucu olmayan gıdalar tüketirler. Bunun sebebi ise bu kişilerin aslında oldukça zayıf olmalarına rağmen kendilerini aşırı kilolu olarak görmeleridir. Hastalığın ilk aşamalarında yemek yeme isteği ara sıra kontrol edilebilir. Ve kişi bazen düzgün yemekler yiyebilir.
Ancak yavaş yavaş bu durum ağırlaşır. Daha sonraki süreçte ise yemek yeme isteği tamamen ortadan kaybolur. Vücut sağlığı büyük oranda tehdit edecek seviyede zayıflar. Kişi uyumakta zorlanmaya başlar. Lakin günlük hayatında oldukça aktif olmaya devam eder. Yani kilo kaybından dolayı yatağa düşme gibi durumlar görülmez. Kalori, vitamin, mineral ve daha birçok yönden eksik bir yeme içme programına sahip olan anoreksiya nervoza hastaları, aktif bir hayat yaşasalar da kendilerini sürekli olarak enerjisiz, güçsüz hissederler ve sürekli üşürler.
Hastalık, aynı zamanda menstrüasyon döneminin de normale kıyasla çok daha sancılı geçmesine sebep olur. Hatta hastanın hormon seviyelerinde olumsuz yönde değişiklikler meydana gelir. Anoreksiya nervoza hastalığının uzun süre yardım alınmayıp kronik hale geldiği durumlarda ise kişi yatağa düşebilir. Ve hatta hayatını kaybedebilir. Ölüm sebebi asıl olarak vücudun bağışıklık sisteminin son derece zayıflamış olmasından kaynaklanır. Bağışıklık sistemi zayıf düşen bu kişiler, dışarıdan kapabilecekleri herhangi bir hastalıktan, virüslerden veya genetik hastalıklardan çok daha fazla etkilenirler. Aynı zamanda kemik erimesi (osteoporoz), kalp ve böbrek rahatsızlıkları gibi sağlık sorunları da kişinin yaşamını tehdit eder.
Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir?
Anoreksiya nervoza hastaları öncelikle kilo kaybetmek için yeme düzenlerini değiştirirler. Hastalığın belirtileri ilk başta ortaya çıkmayabilir. Bu kişiler, ilk başta birdenbire yeme içme düzenlerini değiştirerek az besin tüketmeye başlarlar. Bu sürecin sonunda fiziksel belirtiler de görülmeye başlanır. Anoreksiya hastası olan kişiler, asıl olarak karbonhidrat içeriği bulunan yiyecekleri tamamen hayatlarından çıkarırlar. Bu yüzden vücutları büyük oranda enerjisiz kalır. Ayrıca bu kişiler yemek yemek istemezler. Eğer bir ortamda sofraya oturmaları gerekiyorsa, sürekli sofradan kalkmak için bahaneler uydurmaya çalışırlar. Ve yemek vakti geldiğinde kendilerine bir meşguliyet yaratıp sofradan kaçınırlar.
Ancak akılları sürekli yeme içme fikriyle kaplanmış vaziyettedir. Zira sürekli yemekleri düşünürler, yemek tarifleri toplarlar ve diğer insanlar için yemek yapmaktan hoşnut olurlar. Kimi anoreksiya hastaları aşırı zayıflığının farkında olup bol kıyafetler giyerler ve bu yolla zayıflıklarını örtmeye çalışırlar. Ancak böyle hissetseler dahi, yine de kilolarının yeterince düşük olmadığını hissederler. Bunun üzerine yemek yememeye devam ederler. Bu konuda sürekli bir endişeye sahiptirler.
Kimi anoreksiya nervoza hastaları yemek yedikten sonra suçlu hissedip yediklerini kusabilir. Yahut tuvalete çıkmak için fazlaca çaba sarf edebilir veya aldıkları kalorilerden utanç duyarak aşırı egzersiz yapabilirler. Bu belirtilerin yanında;
- Kişinin vücudunda kıllanma artar,
- Genel ruh hali depresif ve endişeli hale gelir,
- Uykuya dalmakta güçlük çeker,
- Menstrüasyon dönemi uzun süre boyunca gecikebilir,
- Kabızlık, mide ağrısı, ishal gibi çeşitli gastrointestinal rahatsızlıklar ortaya çıkar,
- Kişinin yediklerini kusması sebebiyle diş mineleri hasar görür, dişte çürüme başlar.
Anoreksiya Nervoza Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Bir kişinin anoreksiya nervoza hastalığına sahip olup olmadığı uzman bir doktor tarafından kolaylıkla anlaşılabilir. Bunun için birçok test veya fiziksel muayene yöntemi kullanılabilir. Bu doğrultuda;
- Hastanın Vücut Kitle İndeksi hesaplanır.
- Deri, tırnak ve saç bölgesinin durumu kontrol edilir
- Kan testi ile kan sayımı yapılır ve vücuttaki elektrolit sayısı ölçülür.
Bunların yanında, çeşitli psikolojik testler yapılarak kişinin düşünce yapısı anlaşılmaya çalışılır. Eğer kişi vücut ağırlığını yaşına veya boyuna göre normal değerlerde tutmayıp sürekli zayıflamak istiyorsa, zayıf olsa bile kilosunu aşırı takıntı haline getirip sürekli zayıflamayı düşünüyorsa, zayıf olsa bile hala kendisini şişman olarak görüyorsa, menstrüasyon dönemi 3 ay geciktiyse (kadınlarda) ve kişi bu hastalığını kabul etmiyorsa DSM-IV kriterleri uyarınca kişiye anoreksiya tanısı konulabilir.
Anoreksiya Nervoza Nedenleri Nelerdir?
Anoreksiya nervoza hastalığının kesin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Elbette çeşitli fiziksel, psikolojik veya sosyal faktörler bu hastalığın oluşma ihtimalini artırmaktadır. Örneğin, kişinin ailesinde veya yakın olduğu insanlarda anoreksiya, bulimia nervoza gibi yeme bozukluklarının bulunması tetikleyici bir faktör olabilir. Anoreksiyayı tetikleyen faktörlerden biri olan bulimia hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için, ''Bulimia Nervoza'' başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Bunun yanında kişi vücuduna iyi bakması gereken bir alanla ilgileniyorsa (dans, manken, model, jimnastik vb.) kendisi için en iyisinin zayıflamak olacağını düşünüp bunu takıntı haline getirebilir.
Sosyal faktörlere baktığımızda ise kişi özellikle ergenlik döneminde çevresindeki zayıf kişileri kıskanabilir. Onlar gibi olmak için kendisini zorla yemek yemekten uzaklaştırabilir. Mükemmeliyetçi ve hırslı kişilerde de bu hastalığın görülme ihtimali artmaktadır. Zira bu kişiler eğer kendileri için en iyisinin zayıflamak olduğunu düşünürlerse, bu düşünceyi zamanla büyük bir takıntı haline getirebilirler. Ek olarak depresyon, aşırı utangaçlık, sosyal fobi ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu gibi çeşitli psikolojik sorunlara sahip kişilerde de anoreksiya görülme ihtimali normale göre daha fazladır. Bu gibi rahatsızlıklara dair bilinçli olmak, bu yüzden son derece önemlidir. Çünkü bu hastalıkların kontrol altına alınabilmesi ile, anoreksiyayı atlatabilme olasılığınız da artar.
Dolayısıyla söz konusu rahatsızlıklar hakkında daha fazla bilgi almanın ve bu konuda bilinçli olmanın süreç için büyük faydası vardır. Depresyon konusunda daha fazla bilinçlenmek için ''Depresyon'', sosyal fobiye dair daha fazla bilgi edinmek için ''Sosyal Fobi'' ve OKB hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için ''Obsesif Kompulsif Bozukluk'' başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz. Tabii bu arada ''Obsesif Kompulsif Bozukluğun İnanmanızı İstediği 10 Yalan'' başlıklı yazımıza da göz atabilir, ilgili duruma dair daha farklı pencereden bakabileceğiniz bir bakış açısına haiz olabilirsiniz.
Anoreksiya Nervoza Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Anoreksiya nervoza hastalığından tek başına kurtulmak neredeyse imkânsızdır. Hastalıkla savaşma sürecinde hasta; mutlaka ailesinin ve yakınlarının desteği ile gözetimine, hastalığın psikolojik kısmıyla ilgilenecek bir akıl sağlığı uzmanına, aşama aşama düzenli bir yeme programı hazırlayacak uzman bir diyetisyene ve kişinin genel durumunu denetleyecek bir doktora ihtiyaç duyar. Kişiye uygulanacak plan hastalığın semptomlarına, şiddetine ve hastanın tıbbi geçmişine göre değişiklik göstermektedir. İşin sadece beslenme kısmı değil, psikolojik kısmı da oldukça önemlidir.
Bu süreçte kişiye bilişsel davranışçı terapi veya grup terapisi gibi psikoterapi yöntemlerinin uygulanması oldukça yararlı olacaktır. Anoreksiya nervoza sürecinde genellikle terapisel bir süreç olarak ilerler. Kimi durumlarda ilaç tedavisine başlanabilir. Ancak bu ilaçlar anoreksiya hastalığını düzeltmek için değil, asıl olarak kişide ortaya çıkabilecek isteksizlik, depresyon ve anksiyete gibi semptomları hafifletmek için kullanılır. Destek sürecindeki en büyük zorluk kişinin ikna edilmesidir. Zira anoreksiya hastaları çok zayıf olduklarının farkında değillerdir. Bu sebeple eğer yemek yerlerse aşırı kilo alacaklarını düşünürler.
İlk aşama, hastaya bunun doğru bir düşünce olmadığını kabul ettirmekle geçer. İyi olmayı kati suretle reddeden hastalarda ise kalp ritminde bozukluk, elektrolit dengesizliği, kemik erimesi, kan basıncında düşme, solunum hızında yavaşlama, kandaki potasyum, kalsiyum ve magnezyum değerlerinde ciddi azalma ve aşırı halsizlik gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu durumdaki hastalara acil müdahale yapılması gerekebilir. Hasta bu sürecin devamında hala tedaviyi reddediyorsa hastaneye yatırılması gerekebilir.
Psikoterapi sonucunda hasta ikna edilebilirse ve doktor tarafından tavsiye edilen diyet programı düzenli olarak uygulanırsa, anoreksiya tedavi edilebilir. Tedavi süresinin uzamaması ve daha kolay geçmesi için erken tanı çok büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda anoreksiya hastalığının zaman zaman tekrar edebileceği unutulmamalıdır. Özellikle kişiye vücuduyla ilgili bir sorun olduğunu düşündürecek sözler söylenmemeli, kişi mümkün olduğunca stresten uzak durmalı ve daha pozitif bir hayat yaşamaya çalışmalıdır. Bu yüzden anoreksiya hastaları hastalıktan kurtulmuş olsalar bile aralıklı olarak psikoterapi alıp doktora muayene olmalıdırlar.
Hastalığın en hızlı şekilde atlatılabilmesi için, psikolojik destek sürecinin büyük önem arz ettiği unutulmamalıdır. Uzman ve deneyimli kadrosuyla Psikolog Ofisi, sürecin en doğru şekilde ilerlemesi için yanınızdadır. Sorunları modern bir yaklaşımla ele alan Psikolog Ofisi’nin sunduğu güvenilir hizmet sayesinde, dünyanın neresinde olursanız olun, sorunlarınızın çözümüne hep ‘’yakın’’ olursunuz. Siz de bu hastalığın üstesinden gelmek için, Türkiye'nin ilk ve en büyük online terapi platformu Psikolog Ofisi ile iletişime geçebilir, hayatınıza çok daha sağlıklı ve huzurlu bir şekilde devam edebilirsiniz.
Anoreksiya Nervoza Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Anoreksiya Hastalığı Ne Demek?
Anormal seviyede düşük vücut ağırlığı, yoğun kilo alma korkusu ve çarpık kilo algısıyla karakterize bir yeme bozukluğu hastalığıdır.
Yeme Bozukluğu Hastalığı Nedir?
Bireylerin aşırı yemek yeme, kilosuyla ilgili aşırı kaygı duyma ya da kendilerini aşırı aç bırakma gibi durumları kapsayan bir rahatsızlıktır. Bu hastalık, bazı sağlıksız yeme davranışlarını beraberinde getirir.
Yeme Bozukluğu Kimlerde Görülür?
Kadınlarda da erkeklerde de görülebilir. Lakin kadınlarda görülme sıklığı, erkeklere oranla daha fazladır. Yeme bozukluğu, aynı zamanda sosyoekonomik düzeyi yüksek bireylerde daha sık görülen bir sağlık sorunudur.
Manken Hastalığı Neden Olur?
Manken hastalığının kendine has bir sebebi yoktur. Ancak bu hastalığın, ergenlik dönemlerinde meydana gelen değişimlere uyum sağlama konusunda güçlük çeken bireylerde görüldüğünü söylemek mümkündür.
Anoreksiya Olduğumu Nasıl Anlarım?
Bu hastalığın en temel belirtisi aşırı kilo alma korkusudur. Zira bu hastalıktan muzdarip bireyler, yemek yemekten korkar hale gelirler. Çok zayıf olsalar dahi kendilerini şişman görürler. Bu nedenle, kilo alacaklarını düşünerek yemeklerden uzak dururlar.
Anoreksiya Olunca Ne Olur?
Anoreksiya nervoza, fiziksel ve psikolojik olarak çeşitli sorunlara yol açar. Zira kişi kilo almaktan aşırı korktuğu için aşırı zayıf olsa bile şişman olduğunu düşünür. Bu durum, fiziksel ve psikolojik problemlere davetiye çıkarır.
Anoreksiya Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Anoreksiya nervoza destek süreciblumia n uzun süreli bir süreci kapsar. Aylarca sürmesi mümkündür. Zira düzenli periyodik kontroller halinde psikoterapi devam etmelidir. Bu durum, hastalığın geride bırakılması için elzemdir.
Anoreksiya Hastaları Günde Kaç Kalori Alır?
Ortalama bir anoreksiya hastası, başlangıç aşamasında günlük kalori 600-800 kalori alır.
Anoreksiya Olan Birine Nasıl Davranmalı?
Bu rahatsızlıktan muzdarip bireylerin duygusal açıdan örselenmiş ve oldukça hassas oldukları unutulmamalıdır. Bu doğrultuda, bahsi geçen kişilere karşı şefkatli ve destekleyici bir tutum sergilenmelidir.