Adrenalin Nedir? Ne İşe Yarar?
- Adrenalin Nedir?
- Adrenalin ve Savaş ya da Kaç Tepkisi
- Adrenalin Düşüklüğü Belirtileri ve Nedenleri
- Adrenalin Yüksekliği Belirtileri ve Nedenleri
- Adrenalinin Psikolojiye Etkileri
- Adrenalin ve Stres Yönetimi
- Adrenalinin Sinir Sistemi Üzerine Etkileri
- Meditasyon, Yoga ve Nefes Egzersizlerinin Adrenalin Düzeylerine Etkileri
Günlük yaşantımızda belki de çoğumuzun aşina olduğu bir kelime olan ‘adrenalin’ aslında tam olarak neyin karşılığı, nasıl çalışır, etkileri ve azlığı veya çokluğunun belirtileri neler? Tüm bunların cevaplarını ve psikolojiye etkilerini bu yazımızda sizler için kaleme aldık.
Keyifli okumalar dileriz…
Adrenalin Nedir?
Hormonlar; vücudumuzun çeşitli bölümleri tarafından salgılanan ve birtakım işlevlerde rol sahibi olan maddelerdir. Optimal düzeylerde salgılandıklarında birçok faydası olan ve vücudun dengesinin sağlanmasında önemli işlevleri olan bu hormonlardan biri de adrenalin hormonudur.
Epinefrin olarak da bilinen adrenalin hormonu, sempatik sinir sistemine yaptığı uyarılar ile vücudun strese verdiği tepki üzerinde etkili olan bir haberci hormondur.
Vücudun strese karşı verdiği reaksiyonlardan en önemlisi olan savaş ya da kaç tepkisi de adrenalin hormonu tarafından kontrol edilen bir tepkidir.
Birçok hastalığın tedavisinde de ilaç olarak kullanılan adrenalin hormonu aslında doğal bir iyileştiricidir ve göz tansiyonu, kalp ritminin düzene girmesi, alerjik reaksiyonlara gösterilen tepkiler ve mukoza tıkanıklıkları gibi birçok sorunun düzelmesine katkıda bulunan bir hormondur.
Adrenalinin haberci fonksiyonu ise; bir sinir hücresinden gelen sinyalleri sinir uçlarından taşıyarak başka bir sinir, kas vb. yapının hücresine taşımasından gelmektedir.
Adrenalinin üretim bölgesi ise birçok hormon gibi, böbrek üstü bezleridir. Hormonun salgılanma süreci vücudun bir tehdit algılaması ile başlar. Tehdit algılanması sonucu beyne gönderilen sinyaller ile uyarılan beyin; adrenal medulla denen bölgeye sinirsel uyarılar gönderir ve böylece adrenal bezlerden adrenalin hormonunun salgılanması başlar.
Daha sonra, salgılanan bu adrenalin; algılanan tehdite karşı birtakım reaksiyonlar oluşturmak üzere vücudun çeşitli bölgelerine taşınır.
Adrenalin ve Savaş ya da Kaç Tepkisi
Vücudumuz stres anlarına farklı şekillerde hazırlanır ve bu anlarda farklı reaksiyonlar gösterir. Bu tepkilerden en önemlisi ise savaş ya da kaç tepkisidir.
Savaş ya da kaç tepkisi; vücudun zararlı bir olay veya tehdit algılaması durumunda tepki olarak ortaya çıkan fizyolojik reaksiyonları kapsar. Bu tepkinin ortaya çıkmasında ise adrenalin hormonu rol oynamaktadır.
Yazının öncesinde de üstünde durduğumuz gibi; adrenalin hormonu sinir hücreleri arasında ilettiği uyarılar ile bir kimyasal haberci rolüne bürünmektedir ve bazı reaksiyonların ortaya çıkması ile savaş ya da kaç tepkisi oluşmasına neden olmaktadır.
Savaş ya da kaç tepkisi özelinde adrenalinin rol oynadığı reaksiyonlar ise şöyledir:
- Kaslarda gerilme olur.
- Kalp atış hızı artar. Bunun sebebi kanın daha hızlı ihtiyaç olan yere taşınabilmesine hazırlık yapılmasıdır.
- Kişinin rengi atar, ve solgunluk olur. Bunun sebebi ise kanın, ihtiyaç olmayan bölgelerden uzaklaştırılmasıdır.
- Ağız kuruluğu oluşur. Sebebi sindirimin yavaşlatılması nedeniyle tükürük salgısının azalmasıdır.
- Refleksler hızlanır ve duyuların duyarlılığı artar.
- Nefes alışveriş hızı artar. Sebebi; şekerin enerjiye dönüştürülüyor olmasıdır.
- Terleme olur.
Adrenalin Düşüklüğü Belirtileri ve Nedenleri
Adrenalin, tıpkı her hormon açısından geçerli olduğu gibi; vücut için gereken optimal düzeyde var olduğunda faydalı olan ve bu düzeyden daha düşük bir miktarda olduğunda birtakım belirtilerle kendini gösteren bir hormondur. Adrenalin hormonunun vücutta olması gereken miktardan daha az olması; adrenal bezin yeteri kadar çalışmaması ve yetersiz kalması durumunda ortaya çıkmaktadır.
Adrenal bezin yeteri kadar çalışmaması ise adrenal yetmezlik dediğimiz Addison Hastalığını ifade etmektedir. Addison hastalığı; böbrek üstü bezlerde enfeksiyon oluşması, verem, adrenal bezlerde tümör yayılması gibi durumlarda ortaya çıkar. Bunun yanında hipofizde üretilen ACTH hormonunun yetersiz üretimi de böbrek üstü bezlerinin çalışamamasında etkilidir.
Adrenal bezlerin yetersizliği sonucu adrenalin hormonunun seviyesinde düşüş olması elbette bazı belirtiler ile kendini gösterecektir. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
- Depresyon
- Öfkeli ruh hali
- Çabuk sinirlenme
- Yorgunluk ve halsizlik
- Kan şekerinde düşüş
- İştahsızlık ve ani kilo kayıpları
- Kas ağrıları
- Eklem ağrıları
- Bayılma
- Tuz tüketme ihtiyacı
- Özellikle kadınlarda cinsel işlev bozuklukları
Addison hastalığının yanında adrenalin hormonunun miktarı; kişinin depresyon ile mücadele etmesi gibi bazı psikolojik durumlarda da düşüklük gösterebilecektir.
Böyle bir durumda adrenalin hormonunun eksikligi kendini; yorgunluk ve halsizlik hissi, iştahsızlık, uyku bozukluklari, hayattan zevk alamama, öfkeli ruh hali gibi belirtiler ile gösterecektir.
Adrenalin Yüksekliği Belirtileri ve Nedenleri
Adrenalin yüksekliği de tıpkı adrenalin düşüklüğünde olduğu gibi; vücudun düzeninin sağlanmasına engel olur ve optimal düzeyde bulunan adrenalin hormonunun sağladığı verim yerine problemlere yol açmasını beraberinde getirir.
Adrenalin hormonunun yüksek olması özellikle vücudun tehlike algılaması ve stres yapılan durumların ortaya çıkması hallerinde söz konusu olur. Ayrıca heyecan ve korku duygularının baskın olduğu durumlarda da adrenalin salgısında artış olur. Ancak bu durumlar nispeten normal olan durumlardır.
Bunlarla birlikte yüksek tansiyon, bazı ilaçlar, fazla kafein kullanımı, kan şekerinde düşüklük ve aşırı alkol tüketimi de adrenalin hormonunun yükselmesine neden olur.
Adrenalin hormonunun ani yükselişi vücutta çok net anlaşılan bazı belirtiler ile kendini gösterecektir. Bu belirtiler:
- Ani baş dönmesi
- Görmenin bulanıklaşması
- Kalp atışının hızlanması
- Uykuya dalmakta zorlanma ve uykusuzluk
- Karın ağrısı ve
- Baş ağrısı şeklindedir.
Bunların yanında adrenalin yüksekliğinin uzun vadede devam etmesi halinde ise uyku bozuklukları, kas ağrıları, hipertansiyon, kalıcı yorgunluk, kol ve bacaklarda ağrı belirtileri kendini göstermeye başlayacaktır.
Adrenalinin Psikolojiye Etkileri
Hormonların tamamen fizyolojik sebepler ile salgılandığı düşünülse de; aslında bu düşünce oldukça yanlıştır ve özellikle bazı hormonlar psikolojimizi de oldukça yakından ilgilendirmektedir.
Adrenalin de psikolojiyi oldukça yakından ilgilendiren hormonlardan biridir. Zaten stres hormonu olarak da bilinmesi, adrenalinin kişinin psikolojisine olan etkisini tahmin edilebilir kılmaktadır.
Stres ile doğrudan bağlantılı olan bu hormon dolayısıyla insan psikolojisi ile de doğrudan bağlantılıdır.
Stres, insan psikolojisini en kötü etkileyen durumlardan biridir. Adrenalin hormonu ise stres anlarında devreye giren ve vücudun kontrol mekanizmasını çalıştıran hormondur. Dolayısıyla stresin vücuda ve psikolojiye olan etkisini azaltmak üzerine çalışmaktadır.
Vücuda enerji sağlayan adrenalin; stres hali karşısında vücudu psikolojik açıdan da daha dirençli hale getirecek ve böylece stresten kaynaklanan; halsizlik, yorgunluk, depresyon, hayattan zevk alamama gibi sonuçların yaşanmasına engel olacaktır.
Adrenalin ve Stres Yönetimi
Stres; bir kişinin psikolojik sağlığına en çok zarar veren durumlardan biridir. Dolayısıyla stresin yönetilmesi ve strese yol açan durumlardan mümkün olduğunca uzak durulması; psikolojik sağlık açısından oldukça önemlidir. Zira kişinin hayatında stres faktörlerinin çoğalması ve bu stresin doğru yönetilmemesi sonucunda; depresyon, anksiyete bozuklukları, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, öfke problemleri, panik atak, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları gibi birçok psikolojik bozukluğu beraberinde getirir.
Vücutta adrenalin salgısının artması; kalıcı yorgunluk, halsizlik, uyku bozuklukları gibi bazı psikolojik etkilere de yol açar. Dolayısıyla kişinin stres yönetiminde başarısız olması ve stres faktörleri ile baş edememesi o kişinin vücudunda fazlasıyla adrenalin salgılanmasına neden olacak ve bu durumda da kişinin psikolojik sağlığı olumsuz etkilenecektir.
Adrenalinin vücutta optimal düzeyde ve dolayısıyla faydalı olması; bir açıdan kişinin stresi yönetebilmesine, stres faktörlerinden uzak kalmasına ve stresin hayatını etkilemesine izin vermemesine bağlıdır.
Adrenalinin Sinir Sistemi Üzerine Etkileri
Adrenalin, her ne kadar savaş ya da kaç tepkisini oluşturan reaksiyonların gerçekleşmesini sağlaması ile bilinse de aynı zamanda bir kimyasal habercidir demiştik.
Vücudun dışardan bir tehlike algılaması, korku veya stres durumlarının yaşanması ve heyecan gibi durumlarda; böbrek üstü bezleri, sempatik sinir sistemi tarafından uyarılır ve adrenalin salgisi gerçekleşir.
Salgılanan adrenalin; savaş ya da kaç tepkisini oluşturmadan önce bir haberci rolü üstlenir ve merkezi sinir sisteminin hücreleri arasında ya da bir merkezi sinir sistemi hücresi ile kas, bez vb. hücresi arasında söz konusu tehlike haberinin iletilmesinde görev alır ve bu yönü ile sinir sistemi ile de yakından ilişkili bir hale gelmektedir.
Meditasyon, Yoga ve Nefes Egzersizlerinin Adrenalin Düzeylerine Etkileri
Meditasyon, yoga ve benzeri aktiviteler ile nefes egzersizleri; kişinin farkındalığını arttıran, anda kalmasını sağlayan, zihni yoran düşüncelerden arınarak şimdiye odaklanmasını ve zihnin durulaşmasını sağlayan aktivitelerdir.
Böylece kişinin stresini yönetmesine yardımcı olan ve zihninin yorulmasına engel olan meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri: adrenalin seviyesinin optimal düzeyde tutulmasına ve vücut için gereken verimle çalışmasına katkıda bulunur. Adrenalinin olması gereken düzeyin üzerine çıkarak; stresin adeta kişinin hayatını ve zihnini ele geçirmesi ve bu yüksekliğin psikolojiye olan negatif etkilerinin önüne geçen bu aktiviteler hem stresin etkilerinin azaltılmasında hem de adrenalinin işlevselliğini korumasında oldukça etkili ve kişinin hayat kalitesi açısından önemli olan aktivitelerdir.